​GELECEK Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu ile gerçekleştirdiğimiz yayın, yalnızca ulusal siyasetin çetrefilli konularını değil, aynı zamanda memleketimiz Alanya’nın ihmal edilmiş potansiyelini de masaya yatırdı.

Davutoğlu’nun Alanya’ya dair vaatleri, bir siyasi programdan çok, yıllardır süregelen sorunlara çözüm getirmeye odaklanmış somut bir yol haritası niteliğindeydi.

​Sayın Davutoğlu’nun en kararlı durduğu nokta, Alanya'nın ulaşım ağının yetersizliği oldu. Kendisi, bu durumun bir ihmalden öte, bölgeye sahip çıkan güçlü bir siyasi iradenin yokluğunun göstergesi olduğunu net bir dille ifade etti.

Ancak bu eleştirinin hemen ardından, iktidara gelmeleri durumunda hayata geçirecekleri projeleri de sıraladı: Antalya-Alanya arasında hâlâ tam anlamıyla otoban ya da üst nitelikli bir yol olmaması "affedilebilir değil." Davutoğlu, mevcut ihalelerin lafta kalmaması ve bölgeye yakışır, turizm potansiyelini destekleyen bir karayolu ağının kurulmasını temel vaat olarak sundu.

Sadece karayoluyla yetinmeyip, Antalya-Alanya hızlı tren hattının şart olduğunu belirtti. Bu proje hem milyonlarca turistin konforlu ulaşımı hem de taşımacılığın kolaylaşması açısından hayati bir öneme sahip.

​Bu iki vaat, Alanya'nın bir turizm destinasyonu olarak rekabet gücünü artırmayı ve bölge ekonomisine nefes aldırmayı hedefliyor.

​Davutoğlu, Alanya’nın il olma hakkının tartışmasız ve birinci sırada olduğunu vurgularken, bu talebin sadece yerel bir istek değil, aynı zamanda tarihi ve coğrafi bir gereklilik olduğunu ortaya koydu.

​"Alanya il olana kadar, bir ilde ne varsa Alanya’da da olacak."

​Bu sözler, mevcut statü ne olursa olsun, Alanya'nın merkezi yönetim yatırımlarından tam olarak faydalanması gerektiğini ifade ediyor. Kendi başbakanlığı döneminde kurulan Alanya Üniversitesi'nin kuruluş imzasının kendisine ait olduğunu hatırlatması, bu vizyonun geçmişe dayandığını gösteriyor.

Ayrıca, il olması durumunda hayati bir akış haline gelecek olan Alanya-Konya yolunun altyapı çalışmalarının tamamlanmasının da bu büyük vizyonun bir parçası olduğunu belirtti.

​Alanya'nın bereketli topraklarındaki üreticinin içinde bulunduğu krizi "vahamet" olarak niteleyen Davutoğlu, tarıma yönelik vaatlerinde ise sadece fiyatları değil, sistemi düzeltmeyi hedefledi.

Mazot, gübre ve ilaç gibi girdi maliyetleri artarken ürün fiyatlarının düşmesinin felaket olduğunu söyleyen Davutoğlu, çiftçiyi topraktan koparan politikaların önüne geçileceğini vaat etti.

Amaç, üreticinin emeğinin karşılığını almasını sağlamak ve tüketiciye de makul fiyatlı ürün sunmaktır.

​Çiftçinin fiyatını düşürmek amacıyla ithalata başvurmayı "vatana ihanet" olarak gören Davutoğlu, yerel üretimi destekleyen ve gıda güvenliğini önceleyen bir tarım politikasını hayata geçirme sözü verdi.

​Genel siyasete dair yumuşak ve ilkeli tonunu koruyan Davutoğlu, erken seçim tartışmalarını toplumsal huzursuzluğun bir yansıması olarak okudu. İttifakların ise sayısal güçten öte, ülkeyi adalet ve şeffaflık ilkeleriyle yönetecek ortak bir vizyon etrafında kurulması gerektiğini belirtti.

​Sonuç olarak, Davutoğlu'nun Alanya'ya dair vizyonu; kararlı, somut ve geçmişteki eksiklikleri gidermeye odaklanmış bir kalkınma planı sundu.

Bu vaatler, sadece Alanyalıların değil, Akdeniz Bölgesi'nin geleceğine dair umutları yeşertiyor.

Esen kalın...