BİLADER öndüün bi abbabın arabasıla Okurcalar'ıla Sedire arasında zinzaarı gibi gezdig. Ora bura geddig, ıcıg öteyi beriyi gezdirdi keloolan. Arabanın kılımasını da açıverdi, Gedeved Yaylası gibi oldu arabanın içi, ıraatım beede...

BİLADER

öndüün bi abbabın arabasıla Okurcalar'ıla Sedire arasında zinzaarı gibi gezdig. Ora bura geddig, ıcıg öteyi beriyi gezdirdi keloolan. Arabanın kılımasını da açıverdi, Gedeved Yaylası gibi oldu arabanın içi, ıraatım beede yoodu. Alanya bildiin bi Paris olmuş. O löküs löküs binaları görünsüre aglıma geldi. Esgiden ufakana dedem durur durur bana "Oğlum, hindiye heç bagma. Endee Alanya'da yakında zina, bina çovalıcag. O zaman olucag neler olucaasa" deridi. O zamanlar iradiyo bile yoodu. İradiyoyu duyduumuzda "Evden ocagdan ırag! Yetiş Allahım yetiş! O sesler nerden gelir ola? İçinde adamlar mı var?" derdig. Dedem de hemene "Yakında zina, bina çovalıcag" dediinden ben de içimden "Ay dede, sen de heç başga laf bilmen mi! Heralda matıfladı goca" deyi öökelenirdim.
Emme dedemin dediği laf doorumuş bilader. O zamanlar ende Alanya'da engile ev, engile adam mı varıdı? Hindi şeer olan yeller o zamanlar portakal, muşmala baccasııdı. O zaman milledde para yoodu emme herkezin kafası ıraatıdı. Hindi para bolardı, herşey var emme borç ödeecez deyi kafamızda 40 tilki var, engi tilkilerin guyruu biribirine deemeyoru. Allah haggımızda hayıllısını versin.
Benden böönlüg bu gadar. Hadi galın saalıcaala.