2012'de Büyükşehir Kanunu'nun esintisiyle başlayan değişim, 2014 yerel seçimleriyle Alanya'da 16 belde belediyesini adeta tarihin sayfalarına uğurladı. Bu dönüşüm, yerel yönetim anlayışımızda derin izler bırakan, yepyeni bir sayfa açtı. Kimi beldeler "Pergel yasası" ile kapanırken, daha uzak olanlar "Büyükşehir uygulaması" kapsamında Alanya Belediyesi'nin sorumluluk alanına dahil oldu. Bu büyük değişimden önce, her beldenin kendi belediyesi vardı. Okurcalar'da ya da Demirtaş'ta yaşayan bir vatandaş için Alanya Belediyesi'nin çalışmaları ya da eksiklikleri doğrudan birinci öncelik değildi.

Her belde sakini, kendi yerel yönetimini eleştirir veya takdir ederdi. Ancak 2014'ten sonra durum tamamen değişti. Şehrin en uzak köşesinde yaşayan da, merkezinde ikamet eden de artık Alanya Belediyesi'ni mercek altına aldı.

Eleştirilerin ve övgülerin odak noktası tek bir adres oldu.

Demokratik toplumlarda, yapılan hizmetlerin ve yaşanan eksikliklerin konuşulması, yeri geldiğinde sorgulanması ve hesap sorulması kaçınılmazdır.

Bu, sağlıklı bir demokrasinin temel direklerinden biridir. Önemli olan, bu eleştirilerin ne kadar haklı olduğu ve nasıl bir dil kullanıldığıdır.

Yapıcı eleştiri, bir yönetimin gelişmesine katkı sağlarken, yıkıcı ve incitici bir dil, diyalog kapılarını kapatır ve çözüm bulma potansiyelini ortadan kaldırır.

Bir yönetim, vatandaşının beklentilerine ve ihtiyaçlarına kulak vermeli, şeffaf olmalı ve hesap verebilir bir anlayışla hareket etmelidir.

Hizmetlerin etkinliği, kaynakların doğru kullanılması ve vatandaş memnuniyeti, her yerel yönetimin öncelikleri arasında yer almalıdır.

Eleştirilere açık olmak, sorunları göz ardı etmemek ve çözüm odaklı adımlar atmak, güveni pekiştiren ve yönetimi güçlendiren unsurlardır. Unutmayalım ki, halkın sesini dinleyen, sorunlara empatiyle yaklaşan ve çözüm için çaba gösteren bir yönetim, eleştirileri bir tehdit olarak değil, bir gelişim fırsatı olarak görür.

Bu süreçte, vatandaş olarak bizlere de önemli sorumluluklar düşüyor. Eleştirilerimizi dile getirirken bilgiye dayalı, yapıcı ve saygılı bir dil kullanmak, ortak hedeflere ulaşma yolunda atılacak en önemli adımdır.

Yapıcı her eleştiri, doğru bir üslupla söylenen her söz, medeniyetin bir köprüsüdür.

Esen kalın...