GAZZE’DE yaşananlar, insanlık vicdanının en derin yarası haline geldi. Dünya, gözleri önünde bir soykırıma, sistematik bir katliama tanık oluyor.
Siyaset ve ekonomi, bir güç gösterisi aracı olarak kullanılıyor; tüm insani değerler hiçe sayılıyor. Bu durum, sadece Gazze halkının değil, tüm dünyanın bir sınavıdır.
Gazze, aylardır bitmek bilmeyen bombardımanlar ve kuşatma altında.
Evleri, okulları, hastaneleri bombalanan insanlar, sığınacak bir yer ararken çadır kamplara sığındılar. Ancak ne yazık ki, bu çadırlar bile güvenli değil.
Her gün, masum insanların sığındığı yerler, gıda ve ilaç yardımlarının ulaştırıldığı konvoylar bile hedef oluyor. Yaşananlar, savaş hukukunun en temel kurallarının bile ayaklar altına alındığını gösteriyor.
Bunun en acı sonuçlarından biri, açlık ve susuzluk. İnsanlar, temel ihtiyaçlarından mahrum bırakılarak açlığa ve ölüme terk ediliyor.
Son haftalarda, açlıktan hayatını kaybeden yüzlerce masum çocuğun hikayesi, bu trajedinin boyutlarını gözler önüne seriyor.
Bu çocuklar, savaşın, siyasetin ve sessizliğin kurbanları olarak tarihe geçiyor.
Bu trajedinin en büyük hayal kırıklıklarından biri, İslam ülkelerinin sessizliği.
Bu sessizlik, sadece bir duyarsızlık değil, aynı zamanda bir ihanettir. "
“Bana dokunmayan yılan bin yaşasın" mantığı, ortak bir kaderi paylaşan halkların vicdanını susturuyor.
Oysaki bu durum, sadece Gazze'nin değil, tüm İslam dünyasının onurunu zedeliyor.
Tarih, bu sessizliği de bu ihaneti de not edecektir.
Uluslararası toplumun tepkisi ise yetersiz kalıyor. Çağrılar, kınamalar, insani yardım talepleri, yaşanan felaketin boyutuna kıyasla cılız kalıyor.
Uluslararası kuruluşlar ve güçlü devletler, bu zulme son vermek için somut adımlar atmakta tereddüt ediyor. Bu tereddüt, her geçen gün daha fazla masum cana mal oluyor.
Gazze'de yaşananlar, sadece bir coğrafyanın sorunu değil, tüm insanlığın sorunudur.
Bu zulme sessiz kalmak, kendi vicdanımıza ve geleceğimize ihanet etmektir.
İnsanlık, bu enkazın altından ancak birlik ve dayanışma ile çıkabilir. Gazze'de adaletin yeniden tecelli etmesi için, sessizliğin sesi olmamız gerekiyor.
Esen kalın...