SEVGİLİ okuyucular, bugünkü köşemde midenize değil, zihninize ufak bir "Gurme turu" düzenlemek istiyorum. Konumuz mu? Ah, o hepimizin bayıldığı, sofralarımızın olmazsa olmazı... Yani, aslında öyle sandığımız şeyler!

Gıda sahtekarlığı dünyasına hoş geldiniz, burası "Be yediğini bil" akımının birazcık ters köşesi!

Şimdi diyeceksiniz ki, "Ey köşe yazarı, sabah sabah ne bu karamsarlık?" Yok, karamsarlık değil bu, sadece gerçeklik soslu bir ironi. Hani o marketten aldığınız "Süzme çiçek balı" var ya? İşte onun çiçekle uzaktan yakından alakası olmayabilir. Belki de arılar grevdeydi ve birileri sanayide glikozla falan takılıyordu, kim bilir?

Gelelim o nefis "Köy tereyağına"... Gözünüzde canlanıyor mu o mis gibi sarı rengi, o doyumsuz kokusu? İşte o tereyağı, ineklerin mutlu mesut otladığı yemyeşil meralardan değil de, margarin fabrikasının derinliklerinden gelmiş olabilir.

Zeytinyağına ne demeli? Ah, Akdeniz diyetinin incisi, sağlığın sırrı... Tabii eğer gerçekten zeytinyağıysa! Yoksa içine biraz ucuz bitkisel yağ karıştırılmış, rengi ve kokusuyla oynanmış bir "Zeytinyağına benzer sıvı" da olabilir. Ama boşverin, sonuçta salatanız yine yağlı olacak!

Peki ya o "organik" etiketi? O etiket var ya, sanki ürünün alnında bir "Dürüstlük madalyası" gibi duruyor. Ama bazen düşünüyorum da, acaba o etiketi basan mürekkep organik miydi?

Tabii ki tüm üreticileri zan altında bırakmak istemem. Elbette dürüst, helal süt emmiş insanlar da var bu piyasada. Ama unutmayın, "Şeytan ayrıntıda gizlidir" ve o ayrıntılar genellikle o şık ambalajların arkasında, minicik harflerle yazılmış içerik listesinde saklanır. O listeyi okumaya üşenmeyin derim, zira "Tavuk döner" diye aldığınız şeyin aslında "Hindi ve bitkisel protein karışımı" olduğunu ancak o zaman fark edebilirsiniz. Sonuç olarak sevgili okuyucular, bu gıda sahtekarlığı meselesi biraz "Aşk gibi." Gözünüz kapalı güvenirsiniz, sonra bir bakmışsınız ki kandırılmışsınız! O yüzden diyorum ki, alışveriş yaparken biraz şüpheci olun, etiketleri okuyun, hatta mümkünse güvendiğiniz yerlerden alışveriş yapın. Aksi takdirde, sofranızda ne yediğinizi değil, o "Sandığınızı" yersiniz!

Bu arada bu tip işler yapan gıda sahtekarlarına göz açtırmayan Alanya Belediyesi, İlçe Tarım Müdürlüğü ve kolluk kuvvetlerimizi tebrik etmeyi unutmayalım. Çok sıkı çalışıyorlar ve tabiri caizse halkı zehirleyen bu kötü niyetli insanlara göz açtırmıyorlar.

Esen kalın…