Sürekli yazılıp çizilmekte, konuşulup söylenmekte, yaşanıp görülmektedir ki Türkiye politikasının farklı süreçler ve değişik bakış açısıyla belirli aralıklarda iklim değişikliğine uğramakta, nihayetine doğru yeniden devlet felsefesine yönelmektedir. Bahar havası ile değişen atmosferin getireceği güzellik ve felaketlerin hesabında meteoroloji tahminleri bile ani sekteye uğrayabilmekte, çepreşik hava durumuna güven toplumu yanıltmaktadır!..


Türkiye politikasını da politik partilerin iktidara geliş süreçleri ile fiiliyat ve sürdürülebilirliği aynı çizgiyi takip edememektedir. Yıllardır giyilen gömlek İktidar olunca savrulmakta, söylem farklılaşmakta, fiiliyat yasal çizgilerin politize rüzgârına göre anayasal omurgayı tahrip edebilmektedir. Anayasa değiştirilemiyorsa; fiiliyat yaratılıp uydurulması zorunlu hale getirilebilmektedir. Mecliste olmazsa kamuoyu yoklaması halletmektedir…


Halk ise sosyal sahada milli çıkarlarına göre hareket etmekte ve kendisine yarayacak teoriyi benimsemektedir. Milli çıkarları kenara itip de tarafsız kalmak gibi düşünce gayri milli unsurların yanında yer almaktır. Siyasetin ana maddesi de bu noktada düğümlenmektedir. Milli çıkarlar etrafında bütünleştirici politikalar devlet siyasetini gündeme taşımaktadır. Çünkü devlet uzun ömürlü teşkilatın adıdır. Bilge Kağan kitabesinin “kaplumbağa üzerinde konuşlanması” uzun ömürlülüğün ifadesidir. Söylenir ya; hükümetler gelici geçici, politik kuruluşlardır. Ömrü sonraki seçime kadardır. Devlet; uzun ömürlü, kalıcıdır. Türkçü tarihçilere göre Türk Devletleri hiç yıkılmamıştır.  Başkentlerin değişimi söz konudur…


Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesi benzerdir. Anadolu halkı Osmanlıya başkaldırmamıştır. Cumhuriyet ile Saltanatı tartıştıranların hedefinde ruh halinde Türk düşmanlığı gizlidir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ordunun içinden seçerek Samsun’a görevlendiren Osmanlı hükümetidir. Türk devletinin başkenti Ankara’ya taşınmış, Anadolu ve Osmanlı kurtarılmıştır. Türk devlet geleneğinin şifreleri Ankara’ya taşınmıştır.


Türkiye Cumhuriyeti Türk Devlet Geleneği silsilesiyle Anadolu medeniyetlerinin ortak politik bileşkesindedir. Devleti kuran Anadolu halkına büyük Türk Milleti denmiştir. Hükümet politikaları ise partilere göre renge bürünmekte; liderler, önce parti, sonrasında devlet politikasıyla kaynaşma mecburiyetinde kalmaktadır. Aldatan ve aldanan paranoyası milliyetçi, devletçi, demokrat mesaja yönelmekte, çarkı etmekte, fırıldak gibi dönmekte ustadır. Gömlek değiştireceğim derken devlet yıpranmakta, sonrasında da devletçi olunabilmektedir. Milli vicdan yaralıdır. Siyaset bilimsel vasfını kaybetmiş, bilgi dağarcığını yitirmiş, beyinden mideye göçmüş, politik çöplüğe karışmıştır. Bu andan sonra kime güvenesin ki…