Emeklilik, çalışma hayatının ardından bireylerin dinlenme ve yaşamlarının geri kalanında ekonomik güvenceye erişme süreci olarak ifade edilebilir.
Sigortalıların yıllar boyunca Sosyal Güvenlik Kurumuna ödedikleri primlerin karşılığı olarak, belli şartlar altında düzenli bir gelir elde etmeleri emeklilik sisteminin temelini oluşturmaktadır.
Yaşlılık aylığı, finansal bir güvence olmasının yanında, kişinin hayat standartlarını koruması ve sosyal haklarını sürdürebilmesi açısından da oldukça değerlidir.

Türkiye’de emeklilik sistemi, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yürütülmekte olup, emekli olabilmek için temelde sigortalılık süresi, prim gün sayısı ve emeklilik yaşı gibi kriterlerin sağlanması büyük önem arz etmektedir.

Emeklilik işlemleri; sigortalının Sosyal Güvenlik Kurumuna tescil edilmesi dâhil olmak üzere, emekli olacağı tarihe kadar geçen tüm hizmetleri, hizmet borçlanmalarını, hizmet birleştirme işlemlerini ve emeklilik başvurusunda bulunulduktan sonra gelir ve aylık bağlanması ya da toptan ödeme yapılmasına ilişkin işlemleri kapsamaktadır. Ayrıca, emekli olduktan sonra sigortalı veya hak sahiplerinin durumlarında meydana gelen değişiklikler nedeniyle gelir veya aylıkların artırılması, azaltılması ve kesilmesine ilişkin tüm işlemler de bu kapsamdadır.

EMEKLİLİKTE ŞARTLAR
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda düzenlenen yaşlılık sigortası (emeklilik sigortası), uzun vadeli sigorta kollarından biridir.
Yaşlılık sigortasından yapılan temel yardım, yaşlılık aylığı bağlanmasıdır. Bu sigorta kolu kapsamında sağlanan bir diğer yardım ise, aylık bağlanma şartlarını sağlayamayan sigortalılara toptan ödeme yapılmasıdır.

Emeklilik için aranan temel şartlar şunlardır:

Sigortalılık süresi,
Prim ödeme gün sayısının tamamlanması,
Yaş şartının sağlanması,
Sigortalının emeklilik nedeniyle işten ayrılması,
Sosyal Güvenlik Kurumuna başvuruda bulunulması.
Dolayısıyla, emeklilik için sigortalılık süresi, prim ödeme gün sayısı ve yaş şartını sağlayan sigortalıların, emeklilik nedeniyle işten ayrılışlarının gerçekleştirilmesinin ardından Sosyal Güvenlik Kurumuna emeklilik başvurusu yapmaları gerekmektedir.

Bunun yanı sıra, ilk defa 8.9.1999 tarihinden önce sigortalı olanlarda yaş şartı aranmazken; 8.9.1999–30.8.2008 tarihleri arasında sigortalı olanlarda ise sigortalılık süresi şartı aranmamaktadır.

PRİM ÖDEMEDE SON 7 YIL KURALI
İlk defa 01.10.2008 tarihinden önce sigortalı olanlar yönünden, sigortalının hangi statüden emekli olacağının tespitinde “son 7 yıl kuralı” uygulanmaktadır. Sigortalının çalışma hayatındaki son 7 yılda hangi sigortalılık statüsünde geçen süresi fazla ise, emeklilik statüsü de buna göre belirlenmektedir.

Son 7 yıllık fiilî hizmet süresi (360 gün x 7 = 2520 gün) içinde 3,5 yıldan (1260 günden) fazla süre 4/a statüsünde geçmişse, emeklilik statüsü 4/a olacaktır. Aksi durumda, aynı sürede 3,5 yıldan (1260 günden) fazla süre 4/c statüsünde geçmişse, emeklilik statüsü 4/c olarak belirlenecektir. Bu husus, emeklilik şartlarının tespiti bakımından da önem arz etmektedir.

Dolayısıyla, sigortalının son 7 yıllık fiilî hizmet süresi içerisinde en fazla hangi statü üzerinden bildirilen hizmeti bulunuyorsa; diğer bir ifadeyle, son 7 yıllık fiilî hizmet süresinin yarısından bir gün fazlası olan 1261 prim ödeme günü hangi statüden bildirilmişse, o statüden veya hizmet süresinin eşit olması hâlinde sigortalının bağlı olduğu son statüye göre yaşlılık (emeklilik) aylığı bağlanacaktır.

Son 2520 gün prim içinde ikiden fazla statüde prim ödemesi bulunması hâlinde, 1260 günün bulunduğu statü esas alınmaz; en fazla prim gününün ödendiği sigorta statüsüne göre aylık bağlanır.

İlk defa 01.10.2008 tarihinden sonra sigortalı olanlar açısından ise durum farklıdır. Bu kişiler yönünden, çalışma hayatının tamamında ödenen sigorta primleri dikkate alınarak, en fazla hangi statüde prim ödenmişse emeklilik şartları o statüye göre belirlenmektedir.

Ayrıca, tek bir statüde ödenen primler esas alındığında emekli olmaya hak kazanan sigortalılar, mahkeme yoluyla hizmet birleştirmesi yapılmaksızın emekli aylığı bağlanmasını talep edebilirler. Yargıtay, bu durumda olan sigortalıların hizmet birleştirmesi yapılmasına zorlanamayacağı yönünde kararlar vermektedir.

BORÇLANMA TÜRLERİ
Emeklilik için gerekli prim ödeme gün sayısına ulaşamayan sigortalılar, borçlanma yoluyla prim gün sayılarını artırarak emekli olabilmektedirler. 5510 sayılı Kanun’un 41’inci maddesinde, “Sigortalıların borçlanabileceği süreler” hüküm altına alınmıştır.

Bu kapsamda, 5510 sayılı Kanun’da yer alan borçlanma süreleri şunlardır:

Ücretsiz doğum veya analık izni süreleri (üç defaya mahsus olmak üzere, doğum tarihinden sonra iki yılı geçmemek kaydıyla),
Er veya erbaş olarak silâh altında ya da yedek subay, yedek astsubay okulunda geçen süreler,
Eski Emekli Sandığı kapsamında olanların personel mevzuatına göre aylıksız izin süreleri,
Sigortalı olmaksızın doktora öğrenimi veya tıpta uzmanlık için yurt içinde veya yurt dışında geçirilen normal öğrenim süreleri,
Sigortalı olmaksızın avukatlık stajı yapanların normal staj süreleri,
Sigortalı iken herhangi bir suçtan tutuklanan veya gözaltına alınanlardan, bu suçtan dolayı beraat edenlerin tutuklulukta veya gözaltında geçen süreleri,
Grev ve lokavtta geçen süreler,
Hekimlerin fahrî asistanlıkta geçen süreleri,
Seçim kanunları gereğince görevlerinden istifa edenlerin, istifa ettikleri tarih ile seçimin yapıldığı tarihi takip eden ay başına kadar açıkta geçen süreleri,
25.2.2011 tarihinden sonra olmak üzere, 4857 sayılı Kanun’a göre kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalışan sigortalıların, kısmi süreli çalıştıkları aylara ait eksik süreleri,
Sigortalı olmaksızın, 8.4.1929 tarihli ve 1416 sayılı Kanun uyarınca yurt dışına gönderilen ve öğrenimini başarıyla tamamlayarak yurda dönenlerden, mecburî hizmet süresini tamamlamış olanların yurt dışında resmî öğrenci olarak geçirdikleri öğrenim sürelerinin, 18 yaşın tamamlanmasından sonraki döneme ait kısmı.
Sonuç olarak, emeklilik süreci yalnızca belirli bir yaşa ulaşmak, prim gün sayısını ve sigortalılık süresini tamamlamakla sınırlı değildir. Aynı zamanda hangi statüden emekli olunacağı, borçlanma imkânları ve başvuru süreçleri gibi birçok ayrıntıyı da içermektedir.

Bu bağlamda, sigortalıların emeklilik planlaması yaparken yalnızca temel şartları değil, tüm bu detayları da göz önünde bulundurmaları, sürecin sorunsuz bir şekilde yürütülmesi açısından büyük önem taşımaktadır.
Emekliliğin yalnızca “çalışma hayatının sonu” olarak değil, planlı bir şekilde hazırlanılması ve doğru zamanda emeklilik müracaatının yapılması gereken bir süreç olduğu; kanunların tanıdığı tüm haklardan azami ölçüde faydalanabilmek açısından da son derece önemlidir.

OK