Artık yazmalıyım diye kendi kendime söz verdim. Çünkü seçim bitti, geçim başladı derler ya, aynen öyle. Seçim süresi içerisinde özellikle köşe yazısı yazmamaya özen gösterdim. Neden derseniz sevgili okurlar? Seçim yazılarının havada...

Artık yazmalıyım diye kendi kendime söz verdim. Çünkü seçim bitti, geçim başladı derler ya, aynen öyle. Seçim süresi içerisinde özellikle köşe yazısı yazmamaya özen gösterdim. Neden derseniz sevgili okurlar? Seçim yazılarının havada uçuştuğu bir süreçte benim farklı yazım çok dikkate alınmazdı okur arasında diye düşündüm. Belki de yanıldım, ama öyle işte. Bunun gerekçeleri de vardır tabi. Bir, ben bağımsız ve bağlantısız biriyim. Bir siyasi parti üzerine yazı yazmak içimden gelmiyor. Çünkü edebiyatçıyım. Hal böyle olunca da edebiyat ön plana çıkıyor. İkincisi, kimse ile alışverişim yoktur. Yağ çekmek veya yağdanlık olmak gibi bir süreci hiç sevmem veya tam tersi birilerini karşıma almayı da seçmem. Çünkü sanatçı insan özellikle bağımsız ve bağlantısınız olmalıdır bana göre. Ben de öyle biriyim. Diyeceksiniz ki; “sanatçıların mutlaka bir fikri vardır.” Elbette vardır, fikri olmayan zaten sanatçı olamaz. Fakat bunu farklı şekilde kullanmamaya özen gösterir, ben bunun dışına çıktım ve tavrımı koydum diyelim. Bu tavır içerisinde beğenmediğim her şeye muhalif olursam olmaz. Beğenmiyorum, ama aynı kavşaktayız, o zaman ne yapmak gerekir. Yanlışa da doğru diyemezsiniz ya. Onun içindir böyle olması daha rahattır. Bir sanatçı gözüyle bakmayı bilmem gerekirdi, öyle de yaptım. Yoksa eleştirilecek o kadar şey vardı ki bana yakın olduğunu düşündüğün kimilerini bile eleştirsem olmayacak, eleştirmesem hiç olmayacaktı. Onun için bağımsız ve bağlantısız olmayı seçtim ve bundan da mutluyum. Fakat memlekette yapılanlar hakkında fikir zaman içerisinde beyan edilir mi? Edilebilir. Beğenmezsek eleştiririz, beğenirsek alkışlarız, bu insanın doğasında olan bir şeydir. Her şey için hayır dilemekten başka bir şey yoktur. Haziran bitti bitiyor, yaz hala gelmedi memleketimizin bazı yerlerine. Arada bir sel felaketleri, dolu yağmur durumlarını TV ekranlarından izliyoruz. Oysa Haziran yaz mevsiminin başlangıç ayıdır. Her ne kadar kentimizde yaz çoktan başlamışsa da bunu tek başına düşünmemek gerekir. Memleketin bütününde düşünmek gerekir. Bundan sonra daha Haziran ile ilgili yazılacak yazı mutlaka olacaktır. Amasya tamimi bunlardan birisidir.
Haziran’ın getirdikleri bir başkasıdır. Hep bağımsız ve bağlantısızlıktan söz ettim gibi. Denmez mi ki senin hiç bir bağın yok. Var elbette. O da Mustafa Kemal bağımsızlığıdır.