Bu yazıyı yazmadan önce çok düşündüm, onun için gecikmeli yazdım. Nedenine gelince birkaç sene önce yazmış olduğum yazı, bazılarını çok rahatsız etmişti de ondan. Oysa 'yarası olan gocunur” diye bir söz vardır. Bu söz hiç...
Bu yazıyı yazmadan önce çok düşündüm, onun için gecikmeli yazdım. Nedenine gelince birkaç sene önce yazmış olduğum yazı, bazılarını çok rahatsız etmişti de ondan. Oysa “yarası olan gocunur” diye bir söz vardır. Bu söz hiç dikkate alınmadan söylenenler oldu. Ne yapalım “yanlış hesap Bağdat’tan döner” atasözü geçerlidir. Reklam panolarında ve özel halk otobüslerinde gördüğüm bir afiş, beni heyecanlandırıyor. Alanya Halk Eğitim Müdürlüğü’nün logosu olan afişler şu şekilde sıralanmış:1- Alanya okuyor! Kitaplar dünyayı güzelleştirir, yaşamı sevindirir!2- Alanya okuyor, kendinizi kurutmayın (Kuru bir ağaç motifi ile bezenmiş) gelişmek için okuyun. 3- Kitap okuyor muyuz! (Keşke soru işareti ile birlikte kullanılsaydı veya yalnız soru işareti kullanılsaydı. Sanıyorum düşündürmek, dikkat çekmek için kullanılmış.) Kocaman bir ünlem işareti ve altında bir kahve fincanı, ikisi birbirine çok güzel yakışmış. Benim anladığım, dinlenirken kahve ve kitap güzel gider. Gazetelerde bir haber: Alanya Halk Eğitim Merkezi, Kitap Okuma Haftası sebebiyle Atatürk Anıtı önünde vatandaşlara kitap dağıttı.Ne kadar anlamlı bir cümle, yürekten kutlarım. Çünkü işin içinde kitap ve okumak denilen algılar var. Bu sözcükler beni hep heyecanlandırmıştır. Halk Eğitim Merkezi Müdürü'nün ifadesi: "Okuma kültürünü geliştirmek istiyoruz." Bunun üzerine söylenecek söz var mıdır? Bana göre yoktur. Keşke bu kültür gelişse ve eski durumuna gelse de, dünyada bilgisayar ve televizyon karşısında geçirdiğimiz saatler açısından dünya ikinciliğinden sonunculuğa gelsek. Geçmişte yaptığım bir araştırmada, Alanya'da kütüphanesi olan oda, dernek ve sendikanın çok az olduğunu tespit etmiştim. Bunların bazılarında da üç beş kitaptan fazlası yoktu. Son zamanlardaki durumu bilemiyorum ama yine tahminim aynıdır. Dilerim bunda yanılmış olurum. Yukarıda yazdığım ve üç afişten aldığım cümlelerin anlamları çok derin. Örneğin, "Alanya okuyor! Kitaplar dünyayı güzelleştirir, yaşamı sevindirir." Gerçekten Alanya okuyorsa ne mutlu! Ben diğer sözcükler üzerinde duracağım. Kitaplar dünyayı güzelleştirir mi? Evet. Hem de kocaman bir evet. Çünkü okuyan insan yanlış yapmaktan çekinir. İnsanlara saygılı olur. Doğruyu düşünmekten, kötülük yapmayı aklının ucundan bile geçirmez. Yaşamında güzel şeyler yapacağı için sevinçler getirir yaşamına ve herkese. Alanya okuyor! Kendinizi kurutmayın (Kuru bir ağaç motifi ile bezenmiş) gelişmek için okuyun. Ağaca su verirseniz, nasıl yeşerirse, insan da okursa kendisini bilgili hisseder ve yararlı olur. Yeşeren ağaçtan nasıl yararlanabiliyorsak, okuyan insandan da öylece yararlanırız. Gelişmek ve fikir üretmek için okumaktan başka çare yoktur. Yoksa kısır düşünceler içinde kalırız ve gelişemeyiz. “Kitap okuyor muyuz!” Kitap okuyor muyuz? Bu da benim sorum. Ne yazık ki yeterince okumuyoruz. Okumuş olsaydık kitap okur oranı uzun zamandır yüzde 3.8 ile 4.5 arasında, dergi okur oranı ise yüzde 4’lerde olmazdı. Araştırmalar ve istatistikler bunu gösteriyor. İyi okur olsaydık kitaplar bir basımda bin yerine binlerce basılırdı. Özel kuruluşların yanında dernekler, vakıflar, odalar daha çok kitap basmak için çaba sarf ederlerdi.Dilerim bu ve benzeri kampanyalar tutar ve cehaletten kurtuluruz.