Geride bıraktığımız 3 Mart tarihinin Türkiye Cumhuriyeti'ndeki önemi büyüktü. Tarihsel bir bakış açısıyla irdelemek gerekirse şunlar dikkate değer şeylerdir: 1982'de Mimar Sinan Üniversitesine dönüştürülen okulun temeli 1883'te...

Geride bıraktığımız 3 Mart tarihinin Türkiye Cumhuriyeti’ndeki önemi büyüktü. Tarihsel bir bakış açısıyla irdelemek gerekirse şunlar dikkate değer şeylerdir:
1982’de Mimar Sinan Üniversitesine dönüştürülen okulun temeli 1883’te Mekteb-i Sanayi-i Nefise (Güzel Sanatlar Akademisi) olarak faaliyete geçmişti.
3 Mart 1924’de Osmanlılarda kurulmuş olan Şeriye ve Evkaf Bakanlığı 429 sayılı kanunla kaldırıldı. Onun yerine Diyanet İşleri Başkanlığı ve Vakıflar Genel Müdürlüğü kuruldu.
3 Mart 1924’de Hilafetin kaldırılmasına ve Osmanlı Hanedanı mensuplarının Türkiye Cumhuriyeti sınırları dışına çıkarılmasına dair önerge görüşülüp kabul edildi. Böylelikle bir devir resmen kapanmış oldu. Fakat hala padişahlığın geri getirilmesi sevdalıları varlar. Ne yapacaklarsa. Tekrar ümmet mi, kul mu olmak istiyorlar, onu bilemeyiz. Demek ki vatandaşlık yetmemiş ve onların pek istedikleri bir şey değildir. Oysa özgür bir vatanda, özgür vatandaş olmak kadar güzel ne olabilir. Eh ne diyelim bir bildikleri vardır! Çok istediklerine göre.
3 Mart 1924, eğitim sisteminin yeniden yapılanması için önemli bir tarihtir. Eğitim sisteminde laikliği ve öğrenim birliğini esas alan Tevhid-i Tedrisat Kanunu TBMM'de kabul edildi. Mektep-medrese ikiliğini ortadan kaldıran bu yasayla eğitim laik ve parasız, eğitim tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için zorunlu hale getirildi. Tarihler bunu böyle söylüyor ama bu şu an gerçek midir, değil midir hala tartışma konusu devam etmektedir. Çok şey söylemeye gerek yok, her şey ortadadır. Eğitim olmadığı kadar paralıdır. Herkes sabah çocuğuna yiyecek parası, servis parası, genel ihtiyaçları için bilmem ne parası veriyor da veriyor. Hele bir de bilgisayarı olmayıp da ödev için internet kafe dolaşanların ödedikleri paralara bakacak olursak paralı eğitim vardır. Özel okullar için söylenecek fazla bir şey yoktur. Adı üstünde özel okuldur, özel masrafları olacaktır. Bir de dershane paraları vardır ki, artık ayrı bir iş koludur. Sonunu görmek gerekir. Laik eğitim, onu bir kenara koymak gerekir. Askıda kahve veya ekmek gibi ayrı bir şey. Neyi kaldı ise!