Dün gasdeye geldim, çocuglar bi bilgisayar makinesinin başında billenmişler, beni çıırırlar. Biri foturaf gomuş, foturaftakınların ney olduunu sormuş. Kimse bilememiş.

Dün gasdeye geldim, çocuglar bi bilgisayar makinesinin başında billenmişler, beni çıırırlar. Biri foturaf gomuş, foturaftakınların ney olduunu sormuş. Kimse bilememiş. "Bilsen bilsen sen bilisin Amad Emmi" dediler. Bi bagdıdım, daş guş duzaa. "Ulan bunu bilemediniz mi?" dedim. Daş duzağı esgiler bilir. Etin gıt olduu vakıdlarda baccalara gurulurdu. O zamanlar bizim mahallede gomşunun biri tavug kesse, bi hafda gonuşulurdu "Felan gişi tavug kesdi, bişirirkene misler gibi tüttü" deyi. Çor çocug, et yeecez deyi duzag gurardı. Bi say daş bulunurdu. Soona toprag ıcıg gazılır, ufag bi delig yapılırdı. Nar çıbıından tesisatı yapılır, ucuna bi sovulcan dakılırdı. Göğsül guşu gelir, o sovulcanı çıkarıcaan deyi oğraşırkana, duzag lüperdi. Guş da daşın altında galır, topragdakı oyuğa geddiinden ezilmezidi. O guşu gaçırmamag uçun, elimizi ezbere sokardıg duzaan içine. Guşu canlı dutardıg. Bazı zinalar, duzagları lüpüdür, içinde guş varımış gibi iki yanna ıcıg guş tüyü serper, içine sıçarlarıdı. Ondan soona da bi yere sinlenir, beglerleridi. Duzag saabı gelib de, guş dutuldu deyi elini say daşın altına sogduunda boka yapışırıdı. Ondan soona zinalar güler durullarıdı. Ne günleridi a bilader be. Hindiki çocuglara annadıyom da, masal gibi geliyoru.Benden böönlüg bu gadar. Hadi galın saalıcaala.