4 EYLÜL 1919, Türk milletinin kaderini değiştiren önemli bir dönüm noktası olan Sivas Kongresi'nin başladığı gün. Bu kongre, işgal altındaki vatan topraklarını kurtarmak ve bağımsız bir Türk devleti kurmak amacıyla toplanmıştı. Ancak kongre sürerken, İngiliz delegasyonu da Sivas'a gelerek Mustafa Kemal Paşa ile görüşme talebinde bulundu.

İngiliz delegasyonu, o dönemde Osmanlı İmparatorluğu'nun içinde bulunduğu zor durumu ve İngiltere'nin bölgedeki çıkarlarını temsil ediyordu. Amaçları, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesini engellemek ve Anadolu'daki hareketin kontrolünü ele geçirmekti.

Mustafa Kemal Paşa, İngiliz delegasyonuyla görüşmeyi kabul etti. Ancak bu görüşme, diplomatik bir nezaket ziyareti olmaktan çok, iki tarafın da kararlılığını sergilediği bir platform haline geldi.

İngiliz delegasyonu, Mustafa Kemal Paşa'ya, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin sonuçsuz kalacağını ve İngiltere'nin bölgedeki gücünü hatırlattı. Ayrıca, Osmanlı hükümetiyle iş birliği yapılması gerektiğini ve Anadolu'daki hareketin yasadışı olduğunu savundu.

Ancak Mustafa Kemal Paşa, İngiliz delegasyonunun bu tehditlerine boyun eğmedi. Aksine, Türk milletinin bağımsızlık kararlılığını ve vatan topraklarını sonuna kadar savunacağını vurguladı. Ayrıca, Osmanlı hükümetinin işgal güçleriyle iş birliği yapmasının kabul edilemez olduğunu ve Türk milletinin kendi kaderini tayin etme hakkına sahip olduğunu savundu.

Görüşme sırasında yaşanan diyaloglar, Atatürk'ün kararlılığını ve Türk milletinin bağımsızlık inancını açıkça ortaya koydu. İngiliz delegasyonunun tehditlerine rağmen Mustafa Kemal Paşa, Türk milletinin haklı davasından asla vazgeçmeyeceğini ve bağımsızlık mücadelesini sonuna kadar sürdüreceğini ifade etti.

Bu görüşme, Sivas Kongresi'nin önemini ve Atatürk'ün liderlik vasıflarını bir kez daha gözler önüne serdi. İngiliz delegasyonuyla yapılan görüşme, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin sadece askeri bir mücadele olmadığını, aynı zamanda diplomatik bir mücadele olduğunu da gösterdi.

Atatürk'ün İngiliz delegasyonuyla yaptığı görüşme, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinde önemli bir dönüm noktası oldu. Bu görüşme, Türk milletinin kararlılığını ve bağımsızlık inancını tüm dünyaya duyurdu.

Sonuçta, o kongrede Türk milletine mandayı dayatan İngilizler başta olmaz üzere hepsi yenilerek tası tarağı toplayıp gittiler.

Zelenski'ye yapılan muameleyi görünce, kahraman ecdadımızın işgal yıllarında neler çektiğini bir kez daha anladık.

Onun için, siyasi çıkarları uğruna bu devletin kolonlarına dokundurmayalım, akıl veren olur ama ekmek veren olmaz.

Dünyada hiç bir devlet bir diğerinin dostu değildir.

Sadece çıkar ilişkilerine dayalı bir sistem yürütülmektedir.

Üreten, gelişen, alan değil satan ve akılla, bilimle yol alan bir anlayışla yönetilen ülkeler süper lige çıkıyor.

Bu yolu sevmeyenler ise maalesef onurunu, gururunu ve vatanını kaybediyor.

Esen kalın...