Yıllar su gibi akar gider. Sinemada film şeridi gibi sanki geriye sarılıp izlendiğinde farklı anılar, kat edilen yol insanı aydınlatır. Kıvılcım, Alanya Ülkü Ocakları'nda çakmıştı. Ülkü yolu, milli tarihin derinliklerinden süzülerek akıp gelmiş, gönüllerin fatihi olmuştu. Parti üyesi oldum ama hiç partici olamadım. Siyasetle politika etle tırnak misali kavramlardır.

Dağlar ne kadar sert, vahşi kayalıklardan oluşan aşılmaz, heybetli, yüksek tepelerden müteşekkil olsa da bütün yollar üstünden geçiyordu. Önemli olan en uygun güzergâhı seçebilmektir. Bilim ve teknoloji yeni fırsatlar doğurmaktaydı. Tüneller dağları delip geçmekte, hava yolları zirveleri tınlamadan uçup aşmaktaydı. Yokuş, viraj, kar, buz her geçen gün vız geliyordu. Yollar faklı da olsa paralel doğrular hedefte birleşiyordu. Hedef en kısa yoldan, en kısa zamanda, ‘Milliyetçi Türkiye’yi kurmaktı. “Mefkûre göklerde dalgalanan sancak, Allah’ın huzurunda eğiliriz biz, ancak!” dik duruşu vardı.

En doğru yola araştırma, sorgulamayla ulaşılırdı. Karşıt fikir akımları millete diriliş ve uyanış dinamiği kazandırır, düşünceleri sorgulama gücü yüklerdi. Reaksiyon, karşıt görüş fikirlerin en önemli özelliği karşıt gurupları araştırmaya sevk etmesindedir. Türk gençliğine geçmişte sunulan sosyalizm reçetesiyle süregelen devrimci gençlik hareketi, ülkücü gençlik uyanışı, diriliş sürecini doğurmuştur. Dünya gelişen bilim, teknoloji ve düşünce akımlarının Türk gençliğini de etki altına alması doğaldır.

Memuriyetten politikaya ilk geçiş günümdü. 6 Ocak 1999 günü, Mahmutlar Belediye Başkanlığına Milliyetçi Hareket Partisi'nden adaylık için Alanya Kaymakamlığı'na istifa dilekçemi sunmuş, akşamına da Alanya Televizyonu'nda programa katılmıştım.

Ülkücü seminerlerim politik propagandaya dönüşüyordu. Siyaset, politika yapma sanatıydı. Programın seyri genel kültürde iyiydi. MHP küçük bir partiydi. Partili politik mesaj bekliyordu: "Üç hilal, Bozkurt, Türk milliyetçiliği, ülkücülük, Dokuz Işık" konularında MHP’li Türkeşçi, Ülkücü ve sağ seçmen platformuna mesaj iletilmişti. Sol seçmen de ikna edilmeli, tüm seçmen kucaklanmalıydı. Sol, sosyal demokrat tanınmış yazarların eserlerinden örneklemeyle sol seçmen atmosferine sezgisel öngörü ve Kuvayı Milliye ruhuyla mesaj iletilmiş, bir iyi denge kurulmuştu. En azından, ben, öyle zannediyordum. Tek seçmeni es geçmek uygun değildi. Dayanışma mesajı verilmişti.

Ertesi gün, ilk politik heyecanla MHP binasına çıktım. Kalabalıktı. Tartışma vardı. Mevzubahis konu özümdü. Birisine "Gelir misin!" işareti yaptım. Tartışma nedir?
- “Başkanım! Akşam, sizin, program vardı. Herkes izlemiş ve çok beğenmişler ama biz, Hüseyin Taşer'i “Ülkücü” zannederdik ama, “Komünistlik de mi var, bilmem” diyorlar. Yani adayı olacağım MHP’de, ülkücülüğüm tartışmaya açılmıştı.

Program akışını seçimde sonuca ulaşmak için yönlendirmiştim. Mesajı aldım. Şehirde sol görüşlü tanıdık esnafa yaklaştım, “Biz, sizin. Türkeşçi olduğunuzu biliyorduk. Ama solcu olduğunuzu bilmiyorduk” diye memnuniyetlerini iletmişlerdi. Maya tutmuştu.

Fikir hareketinin öznesi insandır. Siyaset ahlakı, farklılıkları yadırgamak değil, kucaklamaktır. Sn. Cengiz Aydoğan’ın deyimiyle “Teraziyi tam ortadan tutmaktır.” Sn. Aydoğan ve Sn. Hüseyin Yıldız, Alanya Medyası, Alanya halkının teşvikiyle seçmenin teveccühü, şahsıma, Mahmutlar Belediye Başkanlığı’nı nasip etmiştir. Üzerimde emeği olan herkese bir kez daha teşekkürlerimi arz ederim. Ülkü yolu fikirlerin bileşkesidir.