Bilader hööle evel zaman Alanyasına dooru bi gedelim gene böön. Haggatan işler bayaaca bi zorudu. Amelelig zorudu, çidcilig zorudu, usdalıg zorudu, deecem alayı zorudu. Ev yapmag uçun, dovar yapmag uçun daş ilazım olurdu. Hindiki gibi tuula yoodu. Daşı yargınımızda semerile daşırdıg. Engi semerile alakalı bi hikaye annadıvereen. Galede bi Alanyalı'nın evini yapallarımış. İki argadaşdan biri semerile daş çekir, öteki de semere daşı yııveririmiş. Daşı yııveren oggalıca bi daş goyunsura semerile daş daşıyanın yargını bertilmiş. Gari canı yandıından öökelenmiş, daş gooverene "Ha ayıya, ha ayıya" demiş. "Ayı gibi daşı üsdüme pekiddin" deyinsire, semere daş gooveren engi lafdan alınmış, buna darılmış. Birbirlerile hayılaca bi gonuşmamışlar. Bigün yargını bertilen "Benile neci gonuşman?" deyinsire, öteki de "Eyen bana ayı dedin a. Adam argadaşına ayı der mi heç?" demiş. Yargını bertilen bu sefir "Ben o lafı sana şaka dedim a domuz. Şakayı annamadın mı?" demiş barışmag uçun. Engi lafda da kötü niyeti yog emme argadaşına bu sefir de 'Domuz' demiş olmuş. Adam, bu sefir de "Hem ayı dedi, hem de domuz dedi" deyi taa beteri darılmış, bitaa da gonuşmamışlar.
Benden böönlüg bu gadar. Hadi galın saalıcaala.