ALANYA’DA esnafın aylardır yakındığı, oteller doluyken turistlerin neden sokağa çıkmadığı sorusu, aslında turizm sektörünün içinde bulunduğu karmaşık durumu gözler önüne seriyor. Bu soruyu Alanya Turistik İşletmeciler Derneği (ALTİD) Başkanı Burhan Sili'ye yönelttiğimde, aldığım yanıtlar birçok turizmcinin şikayetleriyle birebir örtüşüyordu. Bu durum, önceki yıllara kıyasla artan şikayetlerin kökenini anlamak için dikkatli bir analiz yapılması gerektiğini gösteriyor.

Başkan Sili "Alanya'daki oteller şu anda dolu ve havalimanı ile Turizm Bakanlığı verileri de bu gerçeği doğruluyor. Özellikle temmuz ayında belirginleşen bu yoğunluk, Ağustos ve Eylül aylarında da devam edecek gibi görünüyor" dedi.

Ancak, bu doluluk oranları esnafın yüzünü güldürmeye yetmiyor. Çünkü turistler, otellerden dışarıya pek adım atmıyor. Peki, bunun en büyük sebebi ne?

Fiyatlar ve Kur Baskısı: Turistin ve Esnafın Eli Kolu Bağlı

Burhan Sili'ye bu soruyu sorduğumda, tek kelimelik net bir yanıt aldım: "Fiyatlar."

Bir zamanlar çarşıya inen turistler, başta tekstil olmak üzere her türlü alışverişini yapar hem kendileri hem de esnaf mutlu olurdu. Ancak günümüz koşullarında bu durum değişmiş durumda. Turistler, kendi ülkelerinde daha uygun fiyata bulabildikleri bir ürüne Alanya'da yüksek bedeller ödemek istemiyor.

Bu durum, çarşıdaki ve pazardaki alışveriş hareketliliğini doğrudan olumsuz etkiliyor.

Sadece perakende ürünler değil, restoranlardaki gıda fiyatları da bu durumun bir parçası. Yükselen gıda maliyetleri, restoran fiyatlarına yansıyor ve turistler kendi ülkelerindeki fiyatlarla bir kıyaslama yaptıklarında Alanya'daki fiyatları yüksek bulabiliyorlar. Dünyanın genelinde bu konuda bir sıkıntı yaşansa da Türkiye'deki kur baskısı bu durumu esnaf için büyük bir dezavantaja çeviriyor. Dolar ve Euro'nun yüksek kur değeri, turistlerin cebindeki parayı değerli kılsa da yerel maliyetlerin çok fazla oranda artması, bu avantajı ortadan kaldırıyor.

ALTİD Başkanı, turizmcinin elini kolunu bağlayan bu kur baskısına ve artan maliyetlere de dikkat çekti.

Enflasyon, özellikle nitelikli personel giderlerini en büyük kalem haline getirmiş durumda. Enerji başta olmak üzere artan tüm maliyetler, turizm sektöründeki karlılığı ciddi şekilde düşürüyor.

Öte yandan, Burhan Sili'nin değindiği bir diğer önemli nokta ise konaklama gün sayısındaki azalma. Eskiden 7 gün olarak yapılan rezervasyonların artık 6 güne inmesi, turistin Alanya'da geçirdiği sürenin kısaldığını gösteriyor. Bu da, turistin hem daha az para harcamasına hem de otel dışında geçirebileceği zamanın azalmasına neden oluyor.

Her Şey Dahil Sistemi ve Turistin Değişen Alışkanlıkları

Bu tespitlerin yanı sıra, özellikle "her şey dahil" sisteminin yaygınlaşması da turistlerin otelden çıkmama eğilimini artırıyor. Otelde tüm yeme-içme ve eğlence ihtiyaçlarını karşılayabilen bir turist, ek harcama yapmak için dışarı çıkma gereği duymayabiliyor. Eskiden otellerde sunulmayan birçok hizmetin artık otel bünyesinde bulunması, turisti otelde kalmaya teşvik ediyor.

Otellerin doluluğu sevindirici olsa da bu doluluktan asıl gelirini çarşıdan, pazardan kazanan esnafın payına düşen maalesef ki azalıyor.

Sonuç olarak, turistlerin çarşıya çıkmaması tek bir nedene bağlanabilecek basit bir durum değil. Artan maliyetler, kur baskısı, yükselen fiyatlar ve değişen turizm alışkanlıkları gibi birçok faktör bir araya gelerek bu sorunu derinleştiriyor. Bu tablo, turizm sektörünün paydaşlarının bir araya gelerek yeni stratejiler geliştirmesi, fiyat politikalarını gözden geçirmesi ve turistin otel dışına çıkmasını teşvik edecek yeni çekim noktaları oluşturması gerektiğini gösteriyor. Aksi takdirde, Alanya'nın canlı çarşıları kan kaybetmeye devam edebilir.

Esen kalın...