​DÜN sosyal medyada dolaşırken gözüme çarpan bir paylaşım, zihnimde yıllardır biriken bir tartışmayı yeniden alevlendirdi: "12 ilçe il oluyor, arasında Alanya da var." Bu haberin doğruluğu tartışılır olsa da, Alanya'nın uzun süredir dile getirdiği 'il olma' hayali, beni yine düşüncelere sevk etti. Genel politik duruşum, yetkileri sınırlandırılmamış, güçlü yerel yönetimlerin oluşması yönündedir.

Her şeyi Ankara'dan beklemek yerine, yasalar çerçevesinde güvence altına alınmış yetkilerle şehre şekil vermek, hizmet etmek en doğru yoldur.

​Peki, Alanya il olursa hayatımızda ne değişir? Bu soru beynimde hemen belirdi. Bir defa, mevcut büyükşehir sisteminin hantal yapısından kurtularak, kendi meclisiyle karar alan bir belediyemiz olur. Yapısal sorunları çözmek ve geleceğe dair planlar yapmak için bürokratik engeller azalır. İl Özel İdaresi kurulur. Bu idarede, çeşitli partilerden oluşan İl Genel Meclisi üyeleri görev yapar. Eğer bu meclis, kurulacak her yeni ilçenin temsil edildiği bir platform olursa, sadece yerel siyasette değil, genel siyasette de yönetimde etkili bir güç haline geliriz.

Devlet yatırımlarının önü açılır. En önemlisi, mahalleye dönen eski köylerimiz yeniden eski statülerine kavuşur. Bu, sadece idari bir tanım değil, yerel kimlik ve yerinde yönetim adına da önemli bir geri adımdır.

​Alanya il olduğunda, coğrafi büyüklüğü ve nüfusu itibarıyla doğusunda ve batısında en az 4 yeni ilçe kurulması kaçınılmazdır. Bu ilçelerden bir veya ikisi, mevcut mahallelerin birleşmesiyle oluşur.

Örneğin Mahmutlar, kalabalık nüfusuyla ilçe olur ve Alanya'nın en önemli idari birimlerinden biri haline gelebilir. Hatta, coğrafi bütünlük ve tarihsel bağlar göz önüne alındığında, Mersin'in bir ilçesi olan Anamur'un bile Alanya'ya bağlanması söz konusu olabilir. Merkeze çok yakın olmayan, nüfusu 5 binin üzerinde olan birçok mahallede yeniden belde belediyeleri kurulur. Siyaset tabana yayılır. Her belde kendi sorunlarını çözer, il ve ilçe belediyelerinin yükü hafifler. İdari kurumların yeni müdürlükleri açılır; bu da yeni yatırım ve iş alanı demektir.

​Buraya kadar, hayali de olsa Alanya'nın özlediği ve her seçim öncesi dile getirdiği 'il olma' arzusuyla ilgili bir resim çizdik. Daha özerk, daha hızlı karar alan, daha çok yatırım çeken ve yerel dinamikleri harekete geçiren bir Alanya...

​Peki, Bütün Bunlar Olur mu? İşte asıl soru bu. Hayaller güzel, mantık ve vizyon sağlam. Ancak siyasetin ve merkeziyetçi yapının çarkları bu hayali ne kadar destekler?

Bu noktada, 1970'lerde ortalığı kasıp kavuran halk müziği sanatçımız Ali Ercan'ın bir türküsü geldi aklıma. Ercan, o meşhur türküsünde:

Liderler köyleri kentleri gezmiş.

İstekleri cigara gabına yazmış.

Gayseri'ye denizi getirecekmiş.

Halk yapılacak limanı düşünür.

​Esen kalın...