**

Prof. Dr. Hüseyin Lakadamyalı…
Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) Alanya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi…
Babamın oğlu değil ki, olsa da fark etmezdi…
Halaoğlu, dayıoğlu, bacanak, yandan bacanak hiç değil…
Bir kere bile elini sıkmışlığım, sohbet etmişliğim yok…
Aramızda her hangi bir konuda anlaşmazlık, husumet filan da yok…
Kendisiyle, şahsiyetiyle zerre kadar işim yok yani, bunu söylemeye çalışıyorum…
Bizim derdimiz “kişiliği” ile değil, “yönetim anlayışıyla”…
Bugüne kadar ortaya koyduğumuz skandal olayları bir kenara bırakalım…
Sadece şunu söyleyeyim
Makam odası ile hastane personeli arasına “şifreli kapı” yaptıran anlayıştan başhekim olur mu, Allah aşkına siz söyleyin…
Yukarıdaki cümleleri yine bu köşede daha önce de okudunuz, biliyorum...
Amacım "temcid Pilavi" ısıtıp ısıtıp tekrar önünüze getirmek filan değil...
Hastane bünyesinde "yönetim anlayışında" kaynaklanan o kadar çok olumsuzluk var ki, eskileri yeniden önünüze getirmek istesem bile fırsat yok...
Bir "usülsüzlük" olayını daha anlatayım...
Annesi rahatsızlanan bir genç kadın, tedavi ettirmek için annesini ALKÜ Alanya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisi'ne götürür...
O gün acil serviste görevli olan doktor muayene eder, reçetesini yazar ve gönderir...
Buraya kadar her şey normal görünüyor...
Ancak...
Bomba eczanede patlar...
Şöyle ki...
Annesiyle birlikte ilaçları almak için ecaneye giden genç kadın reçeteyi eczacıya uzatır...
Eczacı, kontrol amacıyla sisteme girer, bakar ve şöyle der...
"Hanımefendi, reçetede kaşesi basılı olan doktorun sistemde kaydı yok, bu ilaçları veremeyiz"...
Şaşkınlık içinde kalan genç kadın,"Peki ne yapmam lazım" diye sorar...
"Hastaneye gidip tekrar reçete yazdırmanız lazım" yanıtını alır...
Alanya'nın bir ucundan diğer ucuna tekrar girmeyi, tekrar sıra beklemeyi göze alamayan genç kadın, çaresizlik içinde kalır...
Bizzat tanık olduğum bu olayı araştırdım...
Reçetede kaşesi olan ama sistemde kaydı olmayan doktorun ismi Onur Gürkan...
Araştırma Görevlisi...
Olayın yaşandığı 13 Ağustos Cuma gününün acil servis nöbet listesinde ismi var...
Ama Sağlık Bakanlığı'nın sisteminde kaydı yok...
Yazdığı reçetelerin geçerliliği yok yani...
Bu doktorun suçu değil...
Muhtemeken doktor göreve yeni atandı ama resmi işlemleri henüz tamamlanmadı...
Ama hastane yönetimi "resmi işlemleri tamamlanmayan" doktora nöbeti hemen yazdı...
Peki bu doktor adli bir olaya imza atsaydı bunun sorumlusu kim olacaktı?..
Ve kim bilir kaç hasta mağdur oldu o gün...
Acizlik, beceriksizlik ve ilkelliğin yanı sıra "usulsüzlük" de diz boyu maalesef...
Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca'nın kulakları çınlasın...
Nokta...





**