ALANYA’NIN sevilen insanlarından Emrah Yeşilkaya ile sohbet ediyoruz. Söz döndü dolaştı ve buraya geldi. Eskiden pazara gittiğimizde burnumuza mis gibi kokular gelirdi. Domatesin kokusu, şeftalinin o tatlı rayihası, karpuzun ferahlatıcı esintisi... Şimdi ise pazarlar, marketler rengârenk ama kokusuz, tatsız meyve ve sebzelerle dolu. Elma gibi armut, şeftali gibi kayısı... Hepsi birbirine benzeyen, genetiği değiştirilmiş, sadece tokluk hissi veren ama o damak çatlatan aromadan yoksun ürünler. Nerede o eski domatesin tadı? Güneşte olgunlaşmış, dalından koparılmış, mis gibi kokan, sulu sulu domatesler... Şimdi ise seralarda, hormonlarla büyütülmüş, içi boş, tatsız domatesler yiyoruz. Nerede o eski karpuzun lezzeti? Ağzımızda dağılan, tatlı mı tatlı, serinletici karpuzlar... Şimdi ise içi su dolu, şekilsiz, tatsız karpuzlar yiyoruz.
Meyve ve sebzelerin türü değiştikçe, alıştığımız o eski tatlara hasret kaldık. Genetiği değiştirilmiş besinler, sadece tokluk hissi uyandırıyor ama o damak çatlatan aroma asla yok. Çocukluğumuzda yediğimiz meyve ve sebzelerin tadını özlüyoruz. Onların tadı, sadece bir lezzet değil, aynı zamanda bir anı, bir nostalji... Peki, bu durumun sorumlusu kim? Elbette ki bizler. Daha fazla ürün elde etmek, daha ucuza mal etmek için genetiği değiştirilmiş tohumlara, hormonlu gübrelere yöneldik. Doğaya saygısız davrandık, toprağı kirlettik. Sonuç olarak, hem kendi sağlığımızı hem de gelecek nesillerin sağlığını tehlikeye attık. Artık uyanma zamanı geldi. Doğal, organik ürünlere yönelmeliyiz. Yerel üreticileri desteklemeliyiz. Toprağımıza, suyumuza sahip çıkmalıyız. Unutmayalım ki, sağlıklı bir gelecek, sağlıklı beslenmeyle başlar. Ağzımızın tadını geri kazanmak için, doğaya saygılı olmalı, doğal ürünleri tercih etmeliyiz. Bu konuda eski Türkiye KOBİ Konseyi Başkanı Dr. Kenan Beysoylu “Kapanan köy okullarına tohum bankası kuralım çağrısını defalarca yaptı. Maalesef, tamamen AB hibeleriyle yapılacak olan bu projeyi kimseler sahiplenmedi. Çocukluğumuzun tatları, torunlarımıza aktaracağımız bir masal olacak, zümrüdüanka gibi, yedi başlı dev gibi.
Esen kalın…
