YAPILAN araştırmalar göstermektedir ki; genel olarak ülkemizde ve dünyada osteoporoz hakkında bilgi sahibi olan ve osteoporozun önlenebilir bir hastalık olduğunu bilen bireylerin sayısı oldukça azdır. Osteoporozu önlemenin en iyi yolu bu hastalık...

YAPILAN

araştırmalar göstermektedir ki; genel olarak ülkemizde ve dünyada osteoporoz hakkında bilgi sahibi olan ve osteoporozun önlenebilir bir hastalık olduğunu bilen bireylerin sayısı oldukça azdır.

Osteoporozu önlemenin en iyi yolu bu hastalık hakkında bilgi sahibi olmaktır. Toplumumuzda yeterince tanınmayan bu hastalıkla ilgili olarak açısından yüksek risk altındaki bireyler ortaya çıkarılarak bilgilendirilmeli, yaşam tarzı değişiklikleri desteklenmelidir. Osteoporozdan korunmada, birinci basamak sağlık hizmetleri kapsamında risk gruplarının belirlenmesi, eğitilmesi ve danışmanlık hizmetlerinin verilmesi önem taşımaktadır.

Osteoporoza yönelik koruyucu hekimlik uygulamaları risk taşıyan kişileri saptamada göz önüne alınmalıdır. Osteoporozda tedavi maliyetinin yüksek olması ve tedavinin uzun zaman alması, koruyucu sağlık hizmetlerinin önemini daha da fazla bir şekilde gündeme getirmiştir.

Osteoporoz belirti vermeden sinsice ilerleyen bir hastalıktır. Ancak kemik yoğunluk testi ile osteoporoz oluşmadan veya ilerlemeden tanılanması mümkündür. Özellikle risk dönemindeki kadınların menopoz ve osteoporoza yönelik olarak sağlık personelinden kapsamlı ve sürekli eğitim almaları oldukça önemlidir. Ayrıca kadınların, osteoporozu önlemede ve erken tanısında önemli yeri olan, 25 yaşından sonra her kadının yıllık boy ölçümlerinin yapılması ve kemik yoğunluğunun ölçülmesi konusunda duyarlı olmalarının sağlanması ve bu konuda bilinçlendirilmeleri de önemlidir.

Üniversitelerin ilgili bölümlerinde beslenme konuları içeren dersler fazlalaştırılmalı, beslenmenin insan sağlığı için ne denli önemli olduğu vurgulanmalıdır. Derslerde verilen eğitimin yanında üniversitelerde de beslenme konularında ve osteoporoz hastalığı hakkında uzman kişilerden ve diyetisyenlerden destek alınarak paneller verilmeli, söyleşiler düzenlenmeli ve konunun önemi dile getirilmelidir.

Ayrıca osteoporoz ile ilgili daha kapsamlı araştırmalar yapılmalıdır. (örneğin; osteoporozu önlemeye yönelik bilgi, tutum ve davranışları ölçecek skalaların geliştirilmesi, farklı gruplara yönelik olarak osteoporoz eğitim programlarının geliştirilmesi ve etkinliğinin ölçülmesi, sağlık çalışanlarının osteoporoz hakkında bilgi, inanç ve uygulamalarının değerlendirilmesi, ülkemizde osteoporoz insidansı, mortalite, morbidite hızı, hastalığın maliyeti ve sağlık bakımı ile ilgili kapsamlı araştırmaların yapılması, genç kız ve kadınların osteoporozu önlemeye yönelik davranışlarını teşvik eden yöntemlerin saptanması ve bu yöntemlerin etkinliğinin değerlendirilmesi gibi.)

Bununla birlikte osteoporoz ile ilgili olarak verilecek eğitimlerde, genç yaşta olup, öğrenim düzeyi düşük olan ya da ekonomik durumu kötü olan ev kadınları hedef kitle seçilip, osteoporoz hakkında yeterli bilgi alamayan kadınlara öncelik tanınması esas alınmalıdır.

Medyada osteoporoz hastalığına ilişkin reklamlar üzerinde ciddi çalışmalar yapılmalı, konunun ciddiyeti sık sık gündeme getirilmeli, toplu ulaşım araçlarına (örneğin metro, uçak vb.) konu ile ilgili afişler ve çarpıcı resimler konulmalı ve billboardlardaki etkileyici reklamlarla da bu konu desteklenmelidir.

Ayrıca süt tüketiminin yaygınlaşması ile ilgili olarak bir takım tedbirler alınmalı, konuyla ilgili olarak görsel ve işitsel yayın kullanılmalı, ilköğretim okullarından başlanarak promosyon sütler dağıtılmalı, okul yemekhanelerinde öğrencilere sabah kahvaltılarında süt verilmeli ve süt paketlerin üzerinde sütün işlevlerini anlatan bilgiler yer almalıdır.

Bol sağlıklı günler dileriz.