Ülkemizde maalesef birçok birey, yüksek tansiyon hastasıdır. Kişiler kalp hastalığı gibi hastalıkların sessizce gelişmesi nedeni ile bunun çok farkında değildirler. Yüksek tansiyon problemleri saptanıp önlem alınmaz ise kalp, böbrek ve...

Ülkemizde maalesef birçok birey, yüksek tansiyon hastasıdır. Kişiler kalp hastalığı gibi hastalıkların sessizce gelişmesi nedeni ile bunun çok farkında değildirler. Yüksek tansiyon problemleri saptanıp önlem alınmaz ise kalp, böbrek ve beyinde de problemler çıkabilir. Özellikle kalp krizi ve beyin kanamaları riski için, en büyük etmen yüksek kan basıncıdır.

NEDİR YÜKSEK KAN BASINCI?

Yüksek kan basıncı veya hipertansiyon, hepimizin duymuş olduğu bir kavramdır. Peki, bu kavramın tam anlamı ile ne olduğunu biliyor muyuz?
Yüksek kan basıncı çeşitli nedenlerle bireylerin damarlarının daralması sonucu, kan damarlarının duvarlarında normalden yüksek kan basıncının meydana gelmesidir. Bu olayın beyinde meydana gelmesi durumunda, felç oluşma riski vardır.

Sistolik kan basıncının(Büyük tansiyon)140 mmHg, Diastolik kan basıncının(Küçük tansiyon)90 mmHg‘nin altında olması normal.

Büyük tansiyonun 141-159, küçük tansiyonun 91-94 arasında olması sınırda veya hafif tansiyon, büyük tansiyonun 160, küçük tansiyonun 95 ve üzerinde olması hipertansiyon olarak değerlendirilir.

Acaba sizde risk altında mısınız?

Yüksek kan basıncının nedenleri tam olarak bilinmemesine rağmen, sağlık uzmanları tarafından risk altında olan kişiler tanımlanmıştır.
İşte risk altında olan bireyler ve çözümleri:

—Tansiyonunuz yüksek ise, ilk düşünülen olgu, bunun genetik faktörler sonucunda meydana geldiğidir. Çünkü Amerika, Asya ve Avrupa’daki bireylerde sodyuma duyarlılık birbirlerinden farklıdır. Amerika ve Asya kökenli bireylerde bu risk yüksekken Avrupa kökenli bireylerde bu risk daha azdır. Ancak genetik yatkınlığımız var diye beslenmemize ve kilomuza dikkat etmezsek, çok daha erken yaşlarda hipertansiyon hastası olabiliriz.

—Yaşınız en önemli etmenlerden biridir. Çünkü yaş ilerledikçe yüksek kan basıncının meydana gelme riski daha yüksektir. Ama bu, yaşlılık döneminde kesinlikle yüksek tansiyon meydana geleceği anlamını taşımamaktadır. Kadınlarda menopoz döneminden sonra yüksek tansiyon riski artarken, erkeklerde 50’li yaşlardan sonra bu risk artmaktadır.

—Sağlık uzmanları tarafından değerlendirilen bel/kalça oranı, yüksek tansiyon riski taşıyıp taşımadığınızın bir standardı olarak kullanılmaktadır. Bu oran erkeklerde en yüksek 1 iken, kadınlarda 0,8 olmalıdır.
Eğer fazla kilolarınız var ise, yüksek tansiyon riskinizi azaltmak için bu kilolarınızdan kurtulmalısınız.

Hipertansiyonu önlemek için beslenmemizde nelere dikkat etmeliyiz ?

- Beden ağırlığının arzu edilen sınırın üzerinde olmaması gerekir. Ailede hipertansiyon öyküsü olanların BKİ : 20-25 arasında olmalıdır. BKİ şöyle hesaplanabilir. BKİ = Ağırlık (kg), Boy2 (m)
Bu da Diyetisyeniniz tarafından hazırlanan kişiye özel, dengeli, yeterli bir diyet programı ve düzenli fiziksel egzersiz ile sağlanabilir.
- Günlük tuz tüketimi 4-6 g (yaklaşık 2 çay kaşığı) kadar olmalıdır. Yemeklerimizi tuzsuz, ekmeğimizi de az tuzlu ve kepekli olarak tüketmemiz yeterlidir.

- Yemeklerde potasyumdan zengin maydanoz, kekik, nane, dereotu, limon suyu, soğan gibi tat vericilerin kullanımı hem yemekte tuzun eksikliğini bir ölçüde giderir, hem de tansiyonu ayarlar.

- Diyette doymuş yağ asitlerini çok içeren tereyağı, sadeyağı, iç yağı ve katı margarin kullanılmamalıdır. Daha çok zeytinyağı, ayçiçekyağı, fındık yağı ve mısırözü yağı kullanılmalıdır.

- Salam, sucuk, pastırma gibi şarküteri ürünleri, hazır gıdalar (hazır çorbalar, soslar, ketçap, mayonez), zeytin (diyet veya normal), salamura yiyecekler, turşular tüketilmemelidir. Bu yiyecekler yüksek oranda sodyum içerirler.

- Peynir çeşidi olarak tuzu az çökelek veya lor tercih edilmeli, zeytinimizin tuzu az olmalıdır.

- Eğer alkol tüketimi varsa, günlük alkol alımı 28 gramla sınırlandırılmalıdır. Bu da 60 cc rakı, viski gibi sert içki veya 200 cc şarap veya 500-700 cc biraya eş değerdir.

- Diyabetli (şeker hastası)bireylere tuz tüketiminin azaltılması önerilmektedir. Bunun nedenlerinin başında, diyabetin kontrol altına alınmadığı zaman yüksek kan basıncına sebep olmasıdır.

- Sebze ve meyve tüketimi az olan veya hiç olmayan bireylerde yüksek tansiyon riski daha yüksektir. Bu sebeple günde 5 porsiyon sebze ve meyve tüketimine özen gösterilmesi oldukça önemlidir. Çünkü sebze ve meyvelerde bulunan potasyum mineralinin, kan basıncınızın dengelenmesinde önemli bir işlevi vardır. Özellikle domates, patates, muz ve portakal gibi meyve ve sebzelerin işlevi büyüktür.

-Süt tüketiminizi sadece kalsiyum almanız açısından değil, aynı zamanda potasyum alabilmeniz açısından da öneriyoruz. Günde en az 2 porsiyon süt veya süt ürünlerini tüketmeye özen göstermelisiniz.

Tüm önlemlerinize rağmen tansiyon düşürülememişse ve hipertansiyon teşhisi konmuşsa, doktorunuzun verdiği tansiyon ilaçlarını düzenli olarak kullanıp, aksatmamanız çok önemlidir.
Bütün kronik hastalıklarda olduğu gibi, hipertansiyon hastalığının kontrolünde de egzersiz oldukça faydalıdır.
Ancak ağır sporlar yapmak, tansiyonu daha da yükseltebileceği için dikkatli olunmalıdır.