Her insan, bedenine ve sağlığına karşı ilgilidir; ancak bazı kişiler bunu öyle abartılı bir biçimde yaşarlar ki… Toplumda hastalık hastaları olarak da bilinen bu kişiler, belirsiz ve özgün olmayan bedensel yakınmalar nedeniyle uyanır...

Her insan, bedenine ve sağlığına karşı ilgilidir; ancak bazı kişiler bunu öyle abartılı bir biçimde yaşarlar ki… Toplumda hastalık hastaları olarak da bilinen bu kişiler, belirsiz ve özgün olmayan bedensel yakınmalar nedeniyle uyanır uyanmaz soluğu hastanede alırlar. Hoş, gittikleri doktorları da, ne yaparsanız yapın bir türlü beğendiremezsiniz. Hipokondriazis hastaları, vücut işlevleri ile oldukça ilgilidirler. Sürekli bir yerlerinin ağrıdığından dert yanan bu hastalar, yoğun kaygı sebebiyle ne yazık ki hayatlarından tat alamaz bir haldedir. Kişinin sağlığı ile ilgili bu kaygıları yaşamına yön verir, aktivitelerini kısıtlar, çevre ilişkilerini bozar. Bu kişiler, kişilik yapılarındaki özellikler nedeni ile bedenleri, sağlıkları ve iç organlarının çalışma şekline karşı aşırı duyarlıdırlar. Kişilerin sağlıklarıyla ilgili aşırı ilgi ve merak içinde oluşları, ruhsal alanda sıklıkla görülen tutsaklık tipi olarak karşımıza çıkmaktadır. Kişi bir ya da birden fazla organında varsaydığı hastalıkların tutsağı olmuş durumdadır. Sürekli hastalığa dair düşünceler üretip, kendilerini ve çevrelerindeki insanları hayattan bezdirmek konusunda üstlerine yoktur diyebiliriz.
AMAÇ İLGİ VE DİKKAT ÇEKEBİLMEK
Hastalık hastası insanların aslında tüm gayesi, başka insanların ilgi ve dikkatini kendi yönüne çekebilmektir. Çevrelerindeki insanların kendilerini dinlemesini, önemsemesini, değerli hissettirmesini isterler. Bu nedenle de her gün yeni bir hastalıkla insanların kafasını şişirirler. En ufak bir işlev değişikliği bu kişiler tarafından kolayca algılanır. Özellikle sindirim sistemine karşı oldukça hassastırlar. İştahsızlık, mide yanması, mide ekşimesi, mide bulantısı, kabızlık gibi değişimler, vücutta beliren sıcaklık, yanma hissi, soğuk soğuk terleme, karıncalanma, uyuşma gibi deri belirtileri abartılarak hastalık biçiminde yorumlanır. Hipokrat zamanından bu yana bilinen, tanımlanan hastalık hastalığı, Hipokondriazis, 17. yüzyılda İngiliz yazarların oldukça dikkatini çekmiş. Bu nedenle tıp kaynaklarında bir süre hipokondriazis, hastalık hastalığı, yerine “İngiliz Hastalığı” ismi ile kullanılmıştır.
HASTALIK HASTASI KİŞİLERİN
KİŞİLİK YAPILARI NASIL OLUR?
Bu kişilerde kronik yorgunluk(tükenmişlik), mükemmeliyetçilik, içedönüklük, ağrı ve güçsüzlük yakınmaları, inatçılık, titizlik, detaylara aşırı biçimde takılma, ayrıntılı konuşma vb. özelliklere sık rastlamaktayız. Ayrıca bu kişiler bencil, mızmız, doyumsuz, mutsuz, benmerkezci ve narsistik olabilmektedirler. Hayata bakışları genellikle kötümser, alaycı ve yıkıcıdır. Genellikle hiçbir şeyden hoşnut ol(a)mayan mutsuz kişilerdir. Hastalık hastaları, İlişkilerinde de sürekli sızlanan bir tavır içerisindedirler. Beklentileri oldukça yüksektir. Başkalarını aşırı bir biçimde eleştirmeyi severler. Nefretlerini, olumsuz düşüncelerini dolaylı yollarla ifade etmeyi tercih ederler. Bu kişiler, çoğu zaman heyecansız, künt ve sözlü iletişimde başarılı olamayan kişilerdir. Kendilerinden beklenen sosyal ve mesleki işlevleri düşük bir düzeyde karşılayabiliyor olsalar da, görev ve sorumluluk almaktan kaçarlar. Çevresindekilerin ilgisini, üzerinde hissedemeyen hastalık hastaları, daha çok hasta olur, daha çok yakınırlar. Sorunları, sıkıntıları geçici ya da durumsal olmaktan ziyade genellikle uzun sürelidir.
TEDAVİ
Bu hastalar, içgörü azlığı ve alaycı eleştirel yaklaşım sebebiyle psikoterapi ve psikolojik danışma için uygun değillerdir. Terapiste karşı aşırı eleştirel davrandıkları için, karşılıklı uyum konusunda da sıkıntı yaşamaktadırlar. Terapistin gösterdiği ilgi ve desteği yeterli bulamadıklarında, tedaviyi sona erdirmeye meyillidirler. Gerekli görüldüğü durumlarda, hekim kontrolünde ilaç tedavisi şarttır. Sağlıklı günler dilerim.