Önümüze bakarken Sosyal medyanın gelişimi ve yaygın kullanımı tüm dünyayı olduğu gibi Alanya'yı da çok etkiliyor. Sosyal medya gruplaşması her sosyal sınıfın, inancın, taraftarın, cemaatin ayrıştığı; kişilerin aynı merkezden...

Önümüze bakarken

Sosyal medyanın gelişimi ve yaygın kullanımı tüm dünyayı olduğu gibi Alanya'yı da çok etkiliyor. Sosyal medya gruplaşması her sosyal sınıfın, inancın, taraftarın, cemaatin ayrıştığı; kişilerin aynı merkezden beslendiği, benzer görüşlerini paylaştığı bir platforma dönüşüyor.

Sosyal medya üzerinden cemaatlaşan insanlar, karşı fikirler ve düşüncelere kapalı, daha sonra da kayıtsız kalıyorlar. En son aşamada bu kapalı ortam, kişinin haklılığının doğrulandığı bir alan olmaktan başka bir işe yaramıyor.

İşte bu alanlarda, tesadüfen fark ettiğim gibi sosyolojik jargonda lümpen diye tanımlanan insanlar daha çok yazışıyorlar. Kendini belli bir sosyal sınıfta görmeyen, savrulan kişilikler olarak da tanımlanan lümpenlik aslında bir Alanya geleneği.

Lümpen proleter diye anılan daha eğitimsiz, genellikle sağ görüşteki insanların yaşama karşı bir itirazları var. Ama bu karşı duruş çok tanımlanamıyor. Yalnızca kendilerinin yaşam alanını daralttıkları, onları kaale almadıklarına inandıkları birilerine karşı öfkeliler. Hedeflerinde, örneğin bugünlerde turizmciler var. Belki gelecekte emlakçılar, inşaatçılar olacak!

Çok çabuk ajite olabilen, derinlikli bir ideolojiye sahip olmadıkları için basit bir sosyal gurup içinde, çabuk kaşınabilen bir ideal etrafında ya da liderlik altında; örneğin futbol taraftarlığı ismi altında toplanan bu gurup dışında, Alanya'da bir de lümpen burjuvazi var!

Aslında her tanımın değişikliğe uğradığı, gerçek anlamını yitirdiği(!) bir yerde burjuva nitelemesi de yerini bulmuyor ama biraz daha eğitimli, varlıklı olan bu kesim bugünlerin gözdesi... Aralarında eğitim farkı, siyasi görüş ayrılığı da olsa bugünün lümpen burjuvaları arkadan idare etmeye bayılıyor! Bir bilen olmayı kendisine nasıl yakıştırdıysa özellikle siyaset sahnesinde rol almayı çok istiyor...

Yakın bir gelecekte dünkü yazımda bahsettiğim "daha kentliler", bugünkü lümpenler, Alanya'da yaşam bulan her türlü tarikat ehli ve dahi tüm şehirdeki bileşenlerin şehrin geleceği için aynı noktada buluşması çok gerçekçi görünmüyor. Çünkü onları ortak bir iradede toplayacak şemsiye şimdilik açılmadı...

Alanya gittikçe muhafazakarlaşan, toplum baskısının koyulaştığı; turizm gibi dış dünyayla kenetlendirmesi gereken bir olgu varken, gittikçe içine kapanan bir şehir oluyor. Ve işin kötüsü kimse bunun farkında değil. Turizmin getirdiği yapay modern yaşam bu gerçeği gizliyor. "Mış gibi" yaşanan hayatlar, toplumsal düzeninin bir parçası olabilmek için gösterilen sahte, yapmacık tavırlar geçer akçe görülüyor...

Bu dönemlerde yerel basına her zamankinden çok iş düşüyor. Şehirde siyasi kişiler üzerinden politika yapma geleneğinin bırakılması; siyasetten güç elde etme, bu gücün yalnızca belli örgüt ve oluşumlar etrafında toplanması çabalarına prim verilmemesi konusunda daha duyarlı olmalılar. Şehre ait yakınmalar, toplumsal barışı bozacak davranışlar, rant için kent düzenini bozan uygulamalar sabun köpüğü gibi değil, sürekli gündemde tutulmalı...

Bir de sol gözlük tabii ki... Bu şehirdeki tek görüşlülüğü, göz bozukluğunu gidermek için bir sol bakışa gereksinim var. Şöyle, kaliteli bir camdan oluşmuş; hem uzağı hem de yakını göstermeye yarayan progresiv gözlükler... Daha da iyisi ameliyat sonrası göze yerleştirilen çok odaklı mercekler!

-BİTTİ –