Henüz Türk gençliği ülkedeki geri kalmışlığın, yüksek enflasyonun, soygun, vurgun düzeninin, ayırma, kayırmacılığın, etnik ve dini bölücülüğün kaynak ve nedenlerini okumuş, anlamış veya onlara anlatılmış değildir. Bütün bunların başında kökleri dışarıda fikir sistemlerinin gençliğe kurtuluş reçetesi olarak sunulması gelmektedir. Çıkmaz sokaklara sıkıştırılmış beyinleri umuda yönlendirecek bilim ve inanç ekseninde gençliğe yol gösterecek yüzde yüz yerli, yüzde yüz milli bir doktrin, '9 Işık' ilkeleridir: "Milliyetçilik, Ülkücülük, Ahlakçılık, İlimcilik, Toplumculuk, Köycülük, Hürriyetçilik ve Şahsiyetçilik, Gelişmecilik Ve Halkçılık, Endüstri ve Teknikçilik’tir."
Dokuz Işık; Kapitalizmi, Marksist Sosyalizmi reddettiği gibi, Nasyonal-Sosyalizmi, Faşizmi de reddetmektedir. Bunlar insan hak ve hürriyetlerine inanmayan gerici diktatörlüklerdir. Dokuz Işık ise, insan sevgi ve saygısına dayanan, ferdi ve iktisadi hürriyetleri bütün olarak görmek isteyen demokratik görüştür. Türk'ü hiç bir zaman benimsemeyen enternasyonalistler, milli olan her görüşe daima karşı çıkmışlardır.
Dünya üzerinde insanlar millet toplulukları halinde yaşamaktadır. Milletler arasında ise devamlı yarışma, devamlı mücadele vardır. Bu mücadelenin temeli milletlerin kendi milli menfaatleridir. Çok eskiden beri hüküm sürmüş olan "Hak kuvvetlinindir" ilkesi geçerli olmuştur. Kuvvet yoksa haklılık para etmemiştir. Türk tarihi iki bölümdür:
-İlki; tamamıyla Orta Asya’da cereyan etmiş bir dönemdir. Asya'nın Hindistan ve Batı bölümleri, Batı uçları dışarıda kalmak üzere, her köşesine kadar Türklerin yayıldığı büyük devletler kurduğu, büyük medeniyetler meydana getirdiği bir dönemdir.
-İkincisi; İslamiyet'ten sonraki Batıya doğru yayıldıkları ve Batı Asya'da, sonrasında da Avrupa ve Afrika'da kendilerini gösterdikleri dönemdir.
Asya döneminde birçok faaliyetleri, meydana getirdikleri eserleri görülmüş; en büyük medeniyetse batıda doğan üç kıtaya yayılan Selçuklu ve Osmanlı İmparatorluğudur. İlim ve ahlak sahibi, inanç ve ülkü sahibidir. Teşkilatçılık kudreti bulunmayan hiçbir toplum büyük medeniyet meydana getiremez. Hiç bir devlet sadece silah gücüyle, sadece kan dökerek kurulamaz ve yaşatılmaz. Büyük devletlerin kurulabilmesi için inanç sahibi, ülkü sahibi, yüksek ahlak sahibi ve teşkilatçılık gücü olması gerekir.
Bu günkü Türkiye'nin doğuşunun incelenmesinde üç büyük ideal hedef ortaya çıkar: "Aynı dine mensup insanların mutluluğunu sağlamak. Türklerin birlik ve bütünlüğünü korumak. Dünyayı birleşik dünya haline getirerek yeryüzünde hak ve adalet nizamını tesis etmek" gayesidir. Buna Osmanlı yazarları eserlerinde Nizam-ı Alem' demişlerdir.
Devamlı toprak kayıplarıyla başlayan savaş, imha, göç, acı olaylar, hastalıklar, yokluklar, felaketler Türk milletini sürekli tehdit etmiştir. Bunların nedenlerini memleketi idare eden ve yol gösteren yöneticilerle, Türk aydınlarının tutumları ve zihinlerinde aramak gerekir. Felaketten sonra çekilen acılar unutulmuş, seyahate, eğlenceye dayalı hayat içinde gerçekler gözden kaybolmuştur.
Gençliğimiz; çatışma, işgal ve felsefi fikir tartışmalarının ortasında geçmiştir. Yabancı reaksiyoner akımları birleştiren, aksiyoner “Dokuz Işık Doktrini” ideolojisiyle yeni bir gönül seferberliği başlatılmıştır. Yazının hazırlanmasında; Alpaslan Türkeş’in “9 Işık” kitabı ve ilkelerinden yararlanılmıştır. Dönemin en muhteşem eseridir. Sorgulayın Ve...