CUMHURBAŞKANI Erdoğan'ın yerel yönetimlerde 'Yeniden yapılanma' söylemi, akıllara yeni il, ilçe ve belde belediyeleri kurulup kurulmayacağı sorusunu getirdi.
Bu beklentiyle birçok yerleşim yerinde kısa süreli bir sevinç yaşanırken, kulislerde konuşulan taslak düzenleme detayları bu umutları gölgeledi.
Bir dönem Ali Ercan'ın türküsündeki
"Liderler köyleri, kentleri gezmiş.
İstekleri cigara gabına yazmış.
Kayseri'ye denizi getirecekmiş. Halk yapılacak limanı düşünür" dizelerine benzer bir durum yaşanıyor.
82 plakaya talip en az 20 şehrin yeni il olma beklentisiyle yaşadığı kısa süreli "Bayram havası", arka planda yerel yönetimlerin yetkilerini kısıtlayan bir düzenlemenin gölgesinde kaldı.
Peki, halk yeni illeri hayal ederken belediyelerin geleceği hakkında endişelenmeli miyiz?
BELEDİYELERİN YETKİLERİ TIRPANLANIYOR MU
Ortaya çıkan taslak düzenlemenin dört ana maddesi, belediyelerin 'yerel yönetim' vasfını ortadan kaldırmaya yönelik görünüyor. En çarpıcı değişikliklerden biri "bütçe yapma yetkisinin kaldırılması" olarak öne çıkıyor. Bir belediyenin, halktan topladığı vergilerle hizmet üretebilmesi için en temel yetkisi olan bütçesini hazırlama ve uygulama özgürlüğünün valilik onayına bağlanması, fiili bir kayyum ataması anlamına geliyor. Bütçe denetimi elbette önemlidir, ancak yetkiyi tamamen elden almak, yönetimin halka karşı sorumluluğunu kimin üstleneceği sorusunu gündeme getiriyor.
BÜYÜKŞEHİR BELEDİYELERİ VE KENTSEL DÖNÜŞÜM
Özellikle büyükşehir belediyelerinin, yetkilerinin kısıtlanması, yerel iradeyi merkezi otoriteye bağımlı hale getirmeyi mi amaçlıyor? Kentsel dönüşüm ve imar yetkilerinin İklim Değişikliği Bakanlığı'na devredilmesi, belediyelerin şehirlerinin geleceği üzerindeki söz hakkını büyük ölçüde elinden alacak. Bu durum, yerel dinamikleri ve halkın beklentilerini göz ardı etme potansiyeli taşıyor.
İHALE SÜRECİNDE MERKEZİ ONAY
Dahası, belediyelerin açık ihale yapsalar bile her türlü ihale ve doğrudan alımlarda bakanlık onayı almak zorunda kalacak olması, belediyelerin elini kolunu bağlamakla eşdeğer. Bir belediye, halkın ihtiyaçlarını hızla karşılamak yerine, her adımda merkezi bürokrasiye takılacaksa, hizmet üretme kapasitesi ne kadar kalır?
BELEDİYELER SADECE TEMİZLİK BİRİMİNE Mİ DÖNÜŞECEK
Taslağın hayata geçmesi halinde belediyelere yalnızca çöp toplamak, park yapmak ve sokakları temizlemek gibi görevlerin kalacağı yönündeki öngörü, aslında yerel yönetimlerin misyonunu tamamen değiştirmek anlamına geliyor. Belediyeler, sadece birer "Çöp toplama ve park yapma" birimi haline gelirse, yerel demokrasinin anlamı ne olacak? Halkın seçtiği belediye başkanları ve meclis üyeleri, sadece sembolik figürlere mi dönüşecek?
‘ÖRTÜLÜ KAYYUM’ SÖYLEMLERİ VE YEREL DEMOKRASİ
Bu düzenlemeler, 'örtülü kayyum' söylemlerini güçlendiriyor. Merkezi hükümetin, yerel yönetimler üzerinde bu denli büyük bir denetim ve yetki kısıtlamasına gitmesi, halkın yerel düzeydeki temsil iradesini hiçe saymakla eşdeğerdir. Yerel yönetimler, sadece merkezi idarenin uzantıları değil, halkın doğrudan seçtiği ve halka karşı sorumlu olan kurumlardır.
Eğer bu taslak düzenlemeler hayata geçirilirse, Türkiye'de yerel demokrasi kavramı büyük yara alacak ve "yerel yönetim" yerine "güdümlü yönetim" dönemi başlayacaktır.
Esen kalın...