Alanya'da yaşaayoz emme lekin denizin gıymatını bildiimiz yog. Benim bi abbab var, iki üç senedir bel fıtıından ıraatsız. Epeyi bi dogdura geddi geldi emme bel aarısı bi türlü geçmeeyoru. Hindi aarı ayaana da vurmuş. Biri öndüün Angara'da bi dogdur tavsiye edmiş. Endee adam bel fıtıının porofösörü demişler. Benim abbab Selinti Teyyare Meydanı'ndan Angara'ya uçaalan gedmiş. Endee dogduru bulmuş. Dogdura "Alanya'dan geldim" deyinsire, dogdur " Alanya'da sizin çog gözel deniziniz var. Sen heç denizde çimmen mi?" demiş. Tabi dogdur "Çimme" dememiş de "Denizde yüzmen mi?" demiş. O da "A dogdurum haggatan heç denizde çimmeye vagdım olmadı" demiş. Dogdur "Denizde yüzseedin, denizde yıkansaadın endee bel fıtıı engile ilerlemezdi. Gari vagdı geçmiş. Seni ameliyed ediceez" demiş. Hindi benim argadaş ikide bir "Töh töh" der. "Ulan ben neci çimmedim denizde?" deyi ciyerini ovalayoru. Abbab, Antalya Dövled Hasdanesi'nden bi dogdur bulmuş. "Angara bana uzag. Orda ameliyad olucan" deyoru gari. Bunu hundan annaddım. Öömüzde deniz var. Denize bakarız emme lekin denize girmeyiz, çimmeyiz. Elin cavırları dee dünyanın ötebucundan çimmeye geliyoru. Benim deecem, engi öömüzdeki nimedden feydalanalım. Bakın bel fıtıının bile çaresi yüzmeemiş. Benden deevermesi. Yalınız dıggad edin, yüzerken boolub moolub bi oyun edmen. Dalga yookana, deniz çarşaf gibikene kenardan kenardan yüzün. Boyunuzun aşdıı yere gedmen.   

Benden böönlüg bu gadar. Hadi galın saalıcaala.