DEĞERLİ okurlar, bugün sizlere içimizi karartan, boğazımızda acı bir tat bırakan bir gerçeği haykırmak istiyorum. Aslında, kendi alın terimizle kazandığımız parayla, kendi bedenimizi zehirliyoruz. Soframıza gelen birçok ürün, sağlığımızı hiçe sayan, etik değerlerden uzak bir anlayışın ürünü haline gelmiş durumda. Gelin, son günlerde basına yansıyan birkaç vahim örneğe göz atalım. Çocuklarımızın severek yediği muzlu kremalı gofrette, muzdan çok renklendirici ve ne olduğu belirsiz aromalar tespit edildi. Bir başka ‘Güvenilir’ markanın baklavalık toz Antep fıstığında ise gıda boyası çıktı.
Zeytinyağı diye aldığımız ürüne tohum yağı karıştırılmış, resmen gözümüzün içine baka baka kandırıyorlar. Bebeklerimizin sağlığı için özenle seçtiğimiz bisküvi üreticisinin biri uyuşturucu ticaretinden tutuklandı. Peki ya fiyat etiketlerindeki oyunlar? Tarladan 7 TL'ye çıkan salatalığın, zincir marketlerde önce fahiş fiyatlarla satılıp sonra "İndirim" adı altında yine yüksek bir fiyata tüketiciye sunulması, düpedüz fırsatçılıktır. Üstelik, bir firmanın aynı salatalığı 7 TL'ye alıp 8 TL'ye markete sattığı belgelenmişken, tüketiciye 19,95 TL'ye satılması akıl alır gibi değil.
İşin vahameti sınırlarımızı da aşıyor.
Avrupa Birliği Gıda Uyarı Sistemi'nden gelen haberler, Romanya'ya ihraç edilen limonlarımızda yasaklı maddenin ve güvenli limitin tam 42 katı pestisit tespit edildiğini gösteriyor!
Bu ürünler geri çevrildi, peki ya iç piyasada denetime takılmayanlar?
Bunlar sadece buzdağının görünen kısmı. Denetime takılan bu kadar vahim olay varken, kim bilir denetimden kaçan, soframıza sinsice zehir taşıyan kaç ürün daha var?
Bu tablo, sadece bireysel sağlık sorunlarına yol açmakla kalmıyor, aynı zamanda tüm sağlık sistemimizi de felç ediyor. Bu zehirli gıdalarla beslenen bir toplumda, hastane sayısının da doktor sayısının da yetmesi mümkün değil. Günlerce telefon başında randevu beklemek, sağlık hizmetine ulaşmak için çile çekmek kaderimiz mi olmalı? Unutmayalım ki bataklık kurutulmadan, sinekleri kovalamak nafiledir. Bu denetimsiz, etik değerlerden uzak üretim anlayışı değişmedikçe, bizler kendi kazancımızla kendi hastalığımızı satın almaya devam edeceğiz. Sağlıklı ve huzurlu günler dileğiyle.
Esen kalın...