Gazete arşivini araştırırken, gördüm ki Ağustos 2020’den bu yana siz okurlarım için hiçbir yazı kaleme almamışım. Zira, 2011 ve 2012 yıllarında yayımlanan; “Türkiye’nin İlkleri” ve “Türkiye’nin Ünlüleri” kitaplarımın sonrasında, 2011 yılında başladığım “Türkiye” üçlemesinin 3. kitabı ile basıma hazır 5 kitap çalışmasını 2025 yılı başında tamamlayabildim.
Bu kitabımın ortaya çıkmasında, 2008 yılında Ankara Ticaret Odası (ATO) ve Ankara Patent Bürosu’nun (APB) ortaklaşa hazırladığı “Türkiye’nin Lezzet Haritası” adlı 6 sayfalık raporunun etkisi büyük oldu. Buna, Türk Patent ve Marka Kurumu’nun (TÜRKPATENT) “Coğrafi İşaret Alan Ürünler”i de eklenince, ortaya zengin bir yemek kültürü çıkmış oldu.
“Türkiye’nin Yöresel Lezzetleri, 81 İlin Yemek Kültürü ve 381 Tarif” adlı kitabım 14 yılda tamamlandı. Bu kitap için, öncelikle 81 ilin valilik, belediye ve il kültür müdürlükleri ile yaptığım yazışmalar sonrası, yaklaşık 50 ilden geri dönüşler aldım. Yerel tarifler, kent tanıtım CD’leri, broşürler, yazılı tarifler dışında, kültürel anlamda şehrin tarihini bilen kişiler ve özellikle kadınlarımızdan çok destek gördüm.
Kitap, iki bölümden oluştu. I. Bölüm “Genel Bilgiler”de teknik konular, yemek ve mutfak terimleri, etlerin sınıflandırılması, balık takvimi, ölçüler, sebze ve meyvelerin ana vatanları, hangi tarihlerde hasat edilmesi ile içeriği aynı adı farklı yemekler, ortak lezzetler, Anadolu’nun farklı lezzetleri, yemeklerin pişirme özelliklerini kapsarken, II. Bölüm’de 81 İlin Yemek Kültürü ve 381 tarife yer verildi.
Tüm fotoğraflar, uygulamalar sonunda tarafımdan çekildi. Bir kısmı da yemek fuarları ve restoran çekimlerinden elde edildi.
Kitap, 528 sayfa ve dergi ebadında renkli olarak, Alvis Yayınları tarafından basıldı ve ilk satışlar yayınevi sitesinde başlarken, daha sonra online satış yapan firmalarda satışa çıkarılacak olup, yakın zamanda da D&R raflarında yerini alacaktır.
Kitapta, Antalya yemek kültürü detaylı anlatılırken, önceliği Alanya’ya ait; gülüklü çorba, ilabada dolması, cive (patlıcanlı) gibi 6 çeşit tarif yer aldı. Geçmişteki bir sohbette yardımları dokunan, Alanya tarihçisi dostum Oğuz Korum adına da kitap sonundaki "Teşekkürler" bölümünde yer verildi.
Bu kitap yalnızca bir yemek kitabı değil, Türkiye’nin dört bir yanından toplanmış, yok olmaya yüz tutmuş lezzetlerin izini süren bir mutfak hafızasıdır.
381 tarifin birçoğu ilk kez reçetelendirilerek yeniden can buldu.
Bu kitapta Anadolu’yu sadece haritadan değil, sofradan da tanımak isteyenler, memleket yemeği, anne eli özleyen gurbetçiler, geçmişle bağını mutfağında kurmak isteyenler… Bu kitap sizin için.
Geleneksel mutfak kültürünü yaşatmak istiyorsanız, kültürel bir miras olarak ve başucu kitabı olarak danışmak istiyorsanız, size bereketli sofralar dilerim.