Türk mutfağının zenginliği, farklı isimlerle adlandırılmasından da kaynaklanır. Erkekleri çağrıştıran yemek adları dışında, kadının fizik özelliklerini de ön plana çıkaran yemeklerin sayısı oldukça fazladır.

Web siteleri taranarak yapılan bir araştırmada, kadınlık ve erkeklik göstergesi üzerinden isimlendirilen, toplam 17 yiyecek tespit edilmiştir. Bunların içinde, erkeklere özgü; “vezir parmağı, köpoğlu, imambayıldı ile benim eklediğim “Ayı Musa’nın yemeği” (Rize) ve kül böreği (Kastamonu)” gibi yemeklerin, adlarından da anlaşılacağı gibi erkekleri temsil ettiği gözlenmiştir.

Yemeklerde kullanılan birçok ürün, kadını ve erkeği hatırlatır. Örneğin; fındık, fıstık, lokum, bal, şerbet, tatlı, çikolata gibi birçok terim, dişil kimlikleri temsil ederken, kırmızı et, keşkek, çiğ köfte, taş fırın, ceviz, ekmek arası gibi birçok terimin eril kimliği çağrıştırdığı bilinmektedir.

Yemek adları arasında, kadın her gören izzetler de mevcuttur. Bunlar arasında; dul avrat çorbası ve dul avrat salatası (Adana, Gaziantep), kıllı hanım loru (Balıkesir), kadınbudu köftesi ile aslı silik / şılliki olarak bilinen şıllık tatlısı (Şanlıurfa), analı-kızlı (Malatya, Gaziantep, Diyarbakır, Adana, Kahramanmaraş) gibi yiyeceklerle kadınlara farklı gözle bakılırken, kremalı bir kek türü olan “gelin çantası”, Manisa ilimizde anılan “gelin helvası”, kökeni Osmanlı’ya dayanan iki tatlı; “dilber dudağı (Bursa, Gümüşhane), hanım göbeği (Kadıboğan)” ile “gelin parmağı (Amasya), prenses tatlısı, genç kız rüyası” ve “etili hatun yemeği (Bolu)” gibi bazı yemekler tatlı ağırlıklı ürünlerdir.

“Ezo Gelin çorbası” (Gaziantep, Bingöl), “Şıh (Şeyh) Mualla” yemeği (Gaziantep, Hatay), Kocaeli’ye ait “otur fatma tatlısı” (nazlı), Diyarbakır ile anılan “sütlü Nuriye”, kadın adlarıyla anılan yemeklerdir. Ayrıca, bir sebze türü olarak bilinen “Ayşekadın fasulye” ise, içinde kadın isimleri geçen yemek ve ürünlerdir.

Kökeni Osmanlı’ya dayanan ve daha çok Manisa ilimizle tanınan “cilveli kahve”, görücü gelenlere ikram edilen geleneksel bir içecektir. Üzerine, çifte kavrulmuş badem tozu ile ikram edilir. Önce kapıkla yenir, sonra içilir. Bir rivayete göre, normal kahve ikram edilirse “kız istenmiyor”, cilveli kahve ikram edilirse, babadan izin alınmadan “kız istiyor” anlamına gelirmiş. Bu durum, kadının ön plana çıkarılmasında önemli bir etken olurken, kadınlarımız; dünyada hala en büyük aşıların erkeklerden olduğu gerçeğini kafasına takmasın.

Neticede, ister kadın olsun ister erkek, önemli olan yemeklerin lezzetli, sofraların bereketli olmasıdır. Unutmayın; “Hayat, onu nasıl pişirirsen odur”.