Tur rehberimiz, Abdülkadir Önüm beyin her sabah hatırlattığı meşhur cümlesi:
“Pasaportlara dokunduk mu arkadaşlar?” Saraybosna, Hollywood Otel’den yola
çıkmış, Sırbistan’a doğru uzanıyorduk. Pasaportlara tekrar dokunuyoruz. -Kontrol
ediyoruz- Pasaportlara dokunuşun bir hikayesi vardı: “Pasaportlara dokundunuz mu
arkadaşlar?” Evet! Hepimiz alışmıştık, her gün otelden çıkınca, otobüs hareket
etmeden pasaportlara dokunuyorduk. “Herkes, dokundu mu?”
“...Otelden ayrıldık. Bir yarım saatlik yol almıştık. Mikrofona da alışmıştım. Ama
telefonum da çalıyordu. Bu ara ısrarla çalıyor. Otel numarası ama bir aradı,
reddettim. Tam ısınmışım mikrofona. İki aradı, gene reddettim. Üç aradı. Dedim,
yahu bir sorun var herhalde. -Yes! (Evet!) dedim. -Mr. Abdülkadir? -Yes! (Evet!) -You
forget your pasaport! (Pasaportunuzu unuttunuz!) dedi.
Şöyle attım elimi cebime, yok! Çantayı açtım, yok! Guruba pasaportları ben kontrol
ettirmişim. Kendiminkini unutmuşum. O gün bu gündür size, “Pasaportlara dokunun!”
derken ben de dokunuyorum. Böyle bir refleks oldu artık. Onun için böyle bir
maceramız var. Bu bahsettiğim olay 6-7 yıl önce oldu. Onun için otelden çıkınca
“Pasaportlara dokunun!” diyorum. Evden uçağa giderken, ikide bir elimi pasaportuma
atıyorum. Böyle artık evhamlı oldum. Pasaport paradan daha kıymetlidir yurt dışında.
Bu önemli her daim. Çok şükür, dinlendiniz?...”
“...Yolculuğumuzu söyleyeceğim size. Yolumuz uzun zaten. Rahat bırakacağım sizi.
Yaklaşık olarak iki saat yolumuz var. İki saat yol boyunca kasabalardan geçeceğiz.
Küçük yerleşim alanlarından geçeceğiz. Sonra “Blasenik” diye bir bölgede bir benzin
istasyonu var. Orada bir ihtiyaç molası vereceğiz. Lütfen! İki saat öncesinden
herhangi bir teklifte bulunmayınız, ‘Duralım!’ gibi. Çünkü duracak yer yok. Yolda
psikolojimizi ona göre ayarlayalım. İki saat sonra bir petrol istasyonunda bir mola
gerçekleştireceğiz. Oradan çıktıktan sonra bir saat daha yol gideceğiz.
Sonra Drina Nehri yakınlarında sınır bölgesinden önce Drina manzaralı bir tesiste
çorba molası yapacağız. Çay, kahve molası. Saçaltı dana isteyen Saçaltı dana var.
Ondan sonra devam edeceğiz. Orada dediğim gibi dana çorbası da var. Dana
çorbası veya “Saçaltı danayı” tavsiye ederim. Tamam! Belki çok acıkmayacaksınız
ama ortada başka alternatifimiz yok. Oradan sonra sınıra geçeceğiz. Sınırda
işlemlerimizi yapacağız. Sınırı geçtikten sonra da bir ihtimal belki bir ihtiyaç molası
yaparız. Daha iki saat yolumuz olacak Belgrad’a. Baktığımız zaman beş saatlik yol,
molalar var, sınır geçişi var. Ve nihayetinde Belgrad’a vardığımızda otelimiz
merkezde. Valizleri otele indireceğiz. Oradan şehir turumuza başlayacağız.
Beraber böyle (45) dakikalık şehir turumuz olacak sizinle. Ondan sonra akşam
yemeğimizi bir Türk restoranında alacağız. Bizim en büyük sıkıntı çektiğimiz şey
yemek arkadaşlar! Çünkü Sırp coğrafyasında domuzu çok kullanıyorlar. Domuzu çok
kullandıkları için bir alternatifimiz kalıyor: Türk restoranı!...”