ÖLÜM, yaşamın sona ermesidir. Bu sonun farkında olmak ve yaşamı anlamaya çalışmak ergenlik döneminden itibaren çeşitli sorularla aklımızı kurcalamaya başlar. Ailemize, çevremize ve dünyaya yönelttiğimiz cevapsız sorular…  Hep...

ÖLÜM,

yaşamın sona ermesidir. Bu sonun farkında olmak ve yaşamı anlamaya çalışmak ergenlik döneminden itibaren çeşitli sorularla aklımızı kurcalamaya başlar. Ailemize, çevremize ve dünyaya yönelttiğimiz cevapsız sorular…
Hep bir cevap ararız. Adalet ararız. Türk filmlerindeki gibi masallar mutlu bitsin, kötüler cezalandırılsın, hak yerini bulsun isteriz. Bunlar yerine getirilmeden ölmek istemeyiz.
Din, siyaset, felsefe gibi konular kişiden kişiye göre değişen öznel yargıları barındıran dallardır. Ölüm korkusu da ölümden sonra neye inanıp inanmadığımız ile ilgili bir olgudur. Ölüm korkusu insanların yaratılışında bulunan korkudan meydana gelen ve kişiyi kaygılandıran bir unsurdur. Genelde yaş ile birlikte artan ve rahatsızlıklarla birlikte seyreden korku zaman zaman hayat kalitemizi düşürebilir.
Hayatta değiştirebileceğimiz ve değiştiremeyeceğimiz şeyler vardır. Ölüm de bu değiştiremeyeceklerimiz arasında yer alan öznel bir durumdur.
Ölüm ve farkındalık aslında insanı hayatta tutan ve yaşamdan daha fazla verim, zevk almasını sağlayan ve bir gün nihai bir sonun olduğunu fark ederek o bilinçle davranan insan için doğal bir duygudur.
Ölüm ve korku kelimeleri anlam olarak pozitif izlenim vermese de düşünüldüğü zaman aslında insanoğlunu başka bir evreye taşıyarak kendi hayatının anlamını keşfetmesine yardımcı olan çok değerli durumlardır.
Hayatı sorgulamak, yaşadığın anı fark etmek, irdelemek ve gerçekten anlamaya çalışmak. Her şeyi taşı, toprağı, insanı, öfkeyi, gözyaşını, parasızlığı, açlığı, kini, hırsı her şeyi deney imlemek ve gerçekten bizim için hangisinin doğru olduğunu keşfetmek bir gün gözlerimiz kapandığı zaman geride bırakacağımız bir mirastır. Yarın yoksun. Ne olurdu hayatında ve çevrende? Yarın olmayacağını bilsen şu an ne yapardın? Ne söylemek isterdin? Öyleyse şimdi düşün ve hemen hepsini yapmak için çabala. Hepimiz insanız. Zaman zaman elbette farkında olmadan kalp kırabiliyoruz, içinde bulunduğumuz maddi ve manevi yetersizliklerden dolayı duygu durum değişikliği yaşayıp mutsuz hissedebiliyoruz. Bu bağlamda öfkeli ve ya sinirli davranabiliyoruz. Bunlar hayatın içinde olması gereken şeyler. Bunların ne zaman sorun olacağının farkında olmak ve insan olmanın sınırını bilerek davranmak hayata karşı aldığımız doyumu da arttırmaktadır. O yüzden hayat hala çok güzel kötü var ki iyi değerli ama biz yine de o eski Türk filmine inanalım. Hayat sevince güzel…