HAYAT gerçekten bir yolsa, biz o yolun neresindeyiz? Hayatın düz bir yol olduğunu düşünüp, en ufak kaviste duvara toslayanların hayal kırıklıklarına şahit oldum. Bazen onlara eşlik ettim, bazen de izledim. Bu insanlar git gide kaviste...
HAYAT
gerçekten bir yolsa, biz o yolun neresindeyiz? Hayatın düz bir yol olduğunu düşünüp, en ufak kaviste duvara toslayanların hayal kırıklıklarına şahit oldum. Bazen onlara eşlik ettim, bazen de izledim.
Bu insanlar git gide kaviste doğru araba kullanmayı öğrendiler, daha sonra duvara toslamamayı. Zamanla fark ettikleri ise o yol düz de olsa, kavisli de olsa yol her zaman ilerliyordu. İşte hayat da böyle bir şeydi. İlk acının en büyük acı gelmesi gibi. Alamadığın araba, giyemediğin o kıyafetler, kırıldığın insanlar, terk edilişlerin, olmak istediğin bir hayatın izleyeni ve daha bir sürüsü. İnsana daha büyük bir acıyı yaşayana kadar yaşadığı acılar en büyüğü gelir. Buda mı gelecekti başıma derken bir başka şey gelir ve oda mı dediğini unutur.
Şükretmediğimiz ve farkında olmadığımız her an anlık mutsuzluklarımız da kronikleşmeye başlar.
Sonra 'neden ben?' diye sorgulamalar başlar. Bu sorgulamaların sonu çıkmaz sokak olan bir yol olur, uzar.
Kabul edemediğin gerçeğin kendi benliğinde saklı olduğunu bilmeden çevrede ve ya başka şeylerde ararsın mutluluğu. Ne kadar ararsan ara sonunda varacağın yer yine kendinsin.
Sen izin verdin, sen anlam verdin, sen hissettin her şey seninle var oldular. Bunun sorumluluğunu kabul edersen belki hayat sana varman gereken yolda kestirme bir çıkış yolu gösterir.
Sen o yolu giderken ayrılmaz parçan olan toplum gittiğin yol boyu olumlu ve olumsuz konuşurlar.
Olduğun ve ya olamadığın tüm sıfatları sana yakıştırırlar. En iyisi veya kötüsü olsan da. Kolaydır yargısız infaz yapıp, başkalarını yaftalamak. Çoğunluğun yaptığı bir şey olduğu için yadırgamazsın artık. Belki de aynı pencerelerden baksak bile farklı gökyüzünü görebiliriz. Olsun tüm farklı pencerelere rağmen gökyüzüne bakabiliyorsak aynı düşünmesek de olur.
Benim yaşıma ve hayatıma dair inandığım şeylerin biriside insanın nasıl bakarsa öyle gördüğüdür. İnsanlara güzel bakabiliyorsan, ufak tefek kusurlarını görmezden gelir sevmeye devam edersin. Çünkü sevdikçe kalbin de büyür aklınla beraber. Kötü bakarsan eğer her şeydeki olumsuzluklara odaklanıp, insanların sürekli kusurlarını görüp sürekli konuşursun ve bu bir süre sonra senin kişiliğin haline gelir.
Seçim kişinin kendisindedir.
Güzel bakamayanlara bile güzel bakmak senin sınavındır. O sınavdan geçip geçmediğini sahip olduğun veya olduğunu sandığın vicdanın belirler. Demem o ki; yol daima ileriye gider. Siz o yolda giderken camı açıp esen rüzgarda bulduğunuz huzuru paylaşın ki çoğalsınlar. Güzel bakalım ki güzellikler artsın. Hayat boyu değerinizi bilen insanlarla karşılaşmanız dileğiyle. İyilerin yolu bir gün mutlaka kesişir, benimde yolum sizinle kesişti ve Yeni Alanya Gazetesi ailesine katıldım. Hayata dair düşüncelerimi Çarşamba günleri okuyucularımızla paylaşacağım. Birlikte daha güzel bakabilmemiz dileğiyle, Sevgiyle kalın.