Alanya'nın göz bebeği, mavi bayraklı Kleopatra Plajı'nda geçtiğimiz günlerde utanç verici bir manzarayla karşılaştık. Deniziyle, kumu ve tarihiyle dünyaya nam salmış bu güzellik, bir rögar kapağından sızan pis su ve dayanılmaz kokuyla gölgelenmişti. Öyle ki, bu durum yalnızca burunlarımızı değil, vicdanlarımızı da sızlattı.
Turistin ayağını bastığı, çocuğun kumda oynadığı, yerli halkın serinlediği bir sahilde lağım suyu manzarası... Böyle bir tabloya Alanya mı layık? Elbette hayır!
İşte tam bu noktada, gazeteciliğin gücü bir kez daha devreye girdi. Yeni Alanya ve Dim TV, halkın sesi olmayı sürdürerek konuyu gündeme taşıdı. "Yıllardır çözülmedi" dedikleri sorunu bir kez daha kamuoyunun önüne serdiler. Utandıran manzarayı gözler önüne serdiler. Kimi zaman mikrofonları, kimi zaman kameralara yansıyan halk tepkisi, bu kez yerini buldu.
Ve nihayet… Alanya Belediyesi, haberlerin ardından harekete geçti. Rögarın oluşturduğu kötü koku ve görüntü ortadan kaldırıldı. Elbette geç kalınmış bir adım ama hiç olmamasından iyidir.
Bu yaşananlar bize bir şeyi yeniden hatırlattı. Yerel basın sadece haber değil, aynı zamanda kamu vicdanıdır. Görmediğimizi gösteren, unuttuğumuzu hatırlatan, ertelediğimizi gündeme taşıyan bir güçtür. Yeni Alanya ve Dim TV, bu olayda da bu misyonlarını hakkıyla yerine getirdi.
Peki şimdi ne olacak?
Dileğimiz, Kleopatra gibi göz kamaştıran bu plajın, Kleopatra gibi zarif ve temiz kalması. Bu olayın sadece bir "temizlik operasyonu"yla değil, kökten bir altyapı çözümüyle sonlanması. Yoksa bugün rögar kapanır, yarın bir başkası taşar.
Alanya'nın güzelliğiyle anılmasını istiyorsak, pis kokulara değil, temiz işlere odaklanmak zorundayız. Kalın sağlıcakla.