İşsizlik Sigortası Kanununa göre, son üç yıl içinde ölümlü veya sürekli iş göremezlikle (sakatlanmayla) sonuçlanan iş kazası meydana gelmeyen çok tehlikeli sınıfta yer alan iş yerlerine prim teşviki uygulaması devam ediyor.

Bu iş yerlerinde işverenin işçi için ödemesi gereken işsizlik sigortası priminde 1 puan indirim yapılıyor. Teşvikten yararlanmak için iş yerinde en az 10’dan fazla işçinin çalışmış olması gerekiyor.

Sigortalı çalışan işçilerin brüt ücreti üzerinden İşsizlik Sigortası Fonu’na her ay yüzde 1 oranında işçi primi, yüzde 2 oranında işveren primi ödemesi gerekiyor.

Bu yıl alınan işveren primi işçi başına aylık 520,11 TL ile 3 bin 900,83 TL arasında değişiyor. Teşvikten yararlanan güvenli iş yerinde işveren primi yüzde 2 yerine yüzde 1 olarak uygulanmakta olduğunu hatırlatmak istiyorum.
İş kazası yaşanmadığı için işsizlik sigortası prim indiriminden yararlanan iş yerlerine 2025 yılında işçi başına aylık 260,06 TL ile 1.950,41 TL arasında indirim yapılacağını belirtmek istiyorum.

İşçi sayısı 15 kişi olan bir işletmede aylık prim indirimi tutarı 3 bin 901 TL ile 29 bin 257 TL arasında olacağını belirtmek istiyorum.
Yıllık prim indirimi tutarı 46 bin 812 TL ile 351 bin 090 TL arasında olacak. 2024, 2023 ve 2022 yıllarında iş kazası yaşanmamış işletmeler bu yıldan başlayarak 3 yıl süreyle prim indiriminden yararlanma hakkının olduğunu belirtmek istiyorum.

Prim indiriminden yararlanma süresi içinde iş yerinde ölümle veya sürekli iş göremezlikle sonuçlanan iş kazası ortaya çıkarsa, iş kazası bildirimini izleyen ay başından itibaren prim indirimi uygulamasına son verilmektedir.

İşverenin prim indiriminden yararlanan birden fazla iş yeri varsa, sadece iş kazası meydana gelen iş yerindeki prim indirimi sona erer, diğer iş yerlerindeki prim indirimi uygulaması devam ettiğini belirtmek istiyorum.

KAZA MUTLAKA BİLDİRİLMELİ

İş yerinde iş kazasının meydana gelmesi halinde işverenin iş yerinin bulunduğu yerdeki yetkili kolluk kuvvetlerine derhal, Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) 3 iş günü içinde bildirimde bulunmasının zorunlu olduğunu hatırlatmak istiyorum.

Prim indiriminden yararlanan işverenlerin iş yerinde meydana gelen ölümlü veya sürekli iş göremezlikle sonuçlanan iş kazasını bildirmemesi veya geç bildirmesi halinde prim teşvikine derhal son verilir ve 5 yıl süreyle bu kapsamda teşvik indiriminden yararlanmasının mümkün olmadığını belirtmek istiyorum.

İş kazası bildirimini süresi içinde yapan işverenin sadece iş kazası meydana gelen iş yerindeki prim indirimine son verilir. Bildirimi yapmayan işverenlerin ise Türkiye çapındaki tüm iş yerleri 5 yıl süresince yasak kapsamına alınacağını belirtmek istiyorum.

İş kazasının meydana geldiği tarihten itibaren sağlanmış prim indirimleri de gecikme faiziyle birlikte geri alınacağını belirtmek istiyorum.

ÇALIŞAN SAYISINA DİKKAT

Prim indiriminden yararlanılabilmesi için işyerindeki işçi sayısının en az 10 kişiden fazla olması gerekir. Ayrıca iş yerinin çok tehlikeli sınıfta yer alması zorunluluğu bulunmaktadır.

İşçi sayısı 10’a düşünce prim indirimine son veriliyor. İndirimden yararlanmaya devam ederken işçi sayısı 10’a düştüğünde durumun SGK’ya bildirilmesi gerekir.

İş yerinin çok tehlikeli sınıftan tehlikeli ya da az tehlikeli sınıfa dönüşmesi ya da iş yerinin iş sağlığı ve güvenliği hizmeti satın alma sözleşmesinin bulunmadığının sonradan tespit edilmesi halinde de prim indirimine son verilir.

İşverenin iş kazası olmayan iş yerlerine sağlanan prim indiriminden yararlanmak için başvuru yapmasına gerek bulunmuyor.
Kanunen tüm iş kazası bildirimleri SGK’ya yapıldığı için, SGK iş kazası bildirimi yapılmayan iş yerleri için prim teşviki uygulamasını doğrudan başlatıyor.

Ancak, teşvikten yararlanma şartlarını kaybettiği için daha önce prim indirimine son verilmiş işletmelerin, son üç yılda iş kazası meydana gelmemesi halinde prim indiriminden yararlanmak için SGK’ya başvuru yapması gerektiğini belirtmek istiyorum.

Bu itibarla, çok tehlikeli işyerlerinde İş Sağlığı ve İş Güvenliği ile ilgili tüm tedbirlerin zamanında ve aksatılmadan alınması halinde bu teşviklerden yararlanılmak suretiyle hem maddi hem de manevi olarak işyerleri ve Ülke ekonomisine katkı sunulacağının unutulmaması gerektiği belirtmek istiyorum.