TÜRKİYE, günümüzde gençlerini ve toplumsal yapısını derinden sarsan ciddi tehlikelerle karşı karşıya: Sanal bağımlılıklar ve uyuşturucu kullanımı. Sanal bahis, sanal kumar ve şans oyunları gibi dijital tuzaklar ile birlikte uyuşturucu, adeta bir salgın gibi yayılarak birçok ailenin ocağını söndürüyor, pırıl pırıl gençleri ise yok olmanın eşiğine sürüklüyor. Alanya ve Antalya gibi şehirlerimizden bile bu sorunların hızla arttığı ve toplumsal dokuyu tehdit ettiği açıkça hissediliyor.

BU TUZAKLAR NE KADAR YAYGIN VE GENÇLER NEDEN BU ÇARKIN İÇİNE DÜŞÜYOR?

Ekonomik sıkıntılar arttıkça, bireylerde kolay yoldan zengin olma, "bir gecede köşeyi dönme" gibi yanlış bir algı oluşuyor. Özellikle gençler arasında marka giyme, lüks araç sahibi olma gibi sosyal statü sembollerine duyulan özentinin de etkisiyle, bu uçurumun kenarında dolaşanların sayısı artıyor. "Bir gecede zengin oldu", "işsizdi şimdi milyoner oldu" gibi özendirici reklamlar, bayram şekeri misali çekici sanal kumar replikleri ve gelecek kaygısı, her yaştan insanı bu batağa çekiyor.

Daha da endişe verici olan, sistem karşıtı görüşlerin dahi yasaklandığı sanal ortamda bu tür reklamların serbestçe dolaşabilmesi, bu büyük yıkımın arkasında geniş çaplı bir yapılanmanın olduğunu düşündürüyor. Çetelerin yaş ortalamasının neredeyse 18'in altına düşmesi ve gençlerimizin sokaklarda adeta birer zombi gibi dolaşması, ülkemizin geleceği açısından beka sorunu teşkil ediyor.

BU KARANLIK AĞDAN NASIL KURTULABİLİRİZ?

Birkaç operasyonla bu devasa yıkımın önüne geçmek elbette mümkün değil. Bu bataklığa kökten dokunmadan, çok ağır cezalar getirilmeden ve en önemlisi uluslararası ayağı olan sentetik uyuşturucu ticaretinde aktif rol alan ülkelerle diplomatik olarak mücadele etmeden gençlerimizi bu kısır döngüden kurtarmamız imkânsız.

AİLE VE ÇEVRENİN HAYATİ ROLÜ

Elbette bu noktada aile ve çevrenin önemi tartışılamaz. Aileler, çocuklarının ani ve açıklanamayan lüks harcamalarına ve hak etmedikleri bir gösterişli yaşama yönelmelerine karşı son derece dikkatli olmalıdır. Zengin ve gösterişli bir yaşam tarzı herkes için cazip olabilir, ancak kolay yoldan elde edilen böyle bir yaşamın bedeli genellikle çok ağır olur.

Eğitimde ise çocuklar, sanal dünyanın cazibesinden uzaklaştırılıp spora, sanata ve diğer sosyal aktivitelere yönlendirilmelidir.

Bağımlılık şüphesi taşıyan gençler ise derhal rehabilitasyon merkezlerine sevk edilerek tedavi altına alınmalıdır.

Unutmamalıyız ki bir ülkeyi topla tüfekle yenemeyebilirsiniz, ancak gençlerini küçücük bir hapın veya sanal bir tuzağın esiri ederek kolayca dize getirebilirsiniz.

Kolay para kazanmak diye bir şey yoktur. Risk almak, yatırım yapmak veya bir sermaye koymakla mümkün olan şey, burada bahsedilen riskin kişinin kendi hayatı olduğunu göz ardı etmemeliyiz.

Esen kalın…