Erdoğan'ın, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan olarak, ülkeye çok ciddi katkılarda bulunduğunu söyleyebiliriz. Yiğidi öldürmeye kalkarken bile hakkını yemememiz gerekir! Ama, halktan yüzde 52 gibi büyük bir oy oranıyla Cumhurbaşkanı...
Erdoğan’ın, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan olarak, ülkeye çok ciddi katkılarda bulunduğunu söyleyebiliriz.
Yiğidi öldürmeye kalkarken bile hakkını yemememiz gerekir!
Ama, halktan yüzde 52 gibi büyük bir oy oranıyla Cumhurbaşkanı seçildikten sonra, bambaşka bir karaktere bürünüp, çok farklı yollara yönelme saçmalığı içine girdiğini, salt ben değil, bir çok insan söylüyor!
Hatta bunların içinde, AK Partililer bile var.
Bülent Arınç’ın “Biz diye başladık ben oldu” eleştirisi Erdoğan’a dönüktü.
Cumhurbaşkanı her açıklamasında, din, mezhep ve etnik hatta terör örgütleri arasında fark gözetilmediğini söylemesine karşın, kimi yaklaşımları nedeniyle, dinsel ya da mezhepsel anlamda taraf tutulduğundan söz edilebiliyor hatta suçlanabiliyor!
İşin en ilginç yanı ise, Erdoğan’ın hala yürütmenin başı Başbakan gibi davranması, bununla da yetinmeyip, AK Parti'nin Genel Başkanı gibi parti liderleriyle polemiğe girmesi, hiç de alışılmış bir şey değil.
Cumhurbaşkanı olduktan sonraki çıkışlarıyla, toplumun büyük bir kesiminin tepkisini çekmeye başladı.
Hatta AK Partililerin bir bölümü bile Erdoğan’ın mitinglerine karşı çıkarken, Cumhurbaşkanı AK Parti'ye oy kaybettiriyor diyorlar.
Suriye’de mevcut rejime karşı savaşan güçleri eğitip donatma saçmalığı içine girmek kadar yanlış ne olabilir?
Dünyada tek bir dost ülke kalmadı gibi bir şey.
Kalanların da kendilerine hayırları yok!
Başımıza bir şey geldiğinde BM’de bizi savunacak ya da herhangi bir yaptırımı veto edecek beş daimi üyeden hangisiyle aramız güllük gülistanlık?
ABD, İngiltere, Fransa, Rusya, Çin’le mi?
Dünlerde İran’a kol kanat geriyorduk.
Bugün karşıt durumdayız.
PKK’ya en büyük desteği İran vermekte.