Son günlerde ülkemizin her yerine yine şehit cenazeleri gelmeye başladı. Şehit demek yetmiyor artık. Aslında, bu sonucun şehit olmaktan ziyade bir tercihle doğrudan ilgisi var. Bu sonuç, bir anlamda seçmenin tercihi. Dünya yıkılsa umurunda...
Son günlerde ülkemizin her yerine yine şehit cenazeleri gelmeye başladı. Şehit demek yetmiyor artık. Aslında, bu sonucun şehit olmaktan ziyade bir tercihle doğrudan ilgisi var. Bu sonuç, bir anlamda seçmenin tercihi.Dünya yıkılsa umurunda değil. Yeter ki oy verdiği partisi iktidarda olsun… Her çatışmadan sonra ölen gençlerimizin arkasından ağıt yakıp, vatan sağ olsun demek anlamsız, boş kalıyor bu durumda.İçlerinde bir parça insan sevgisi, halk sevgisi, yurt sevgisi olanlar, partisinin iktidarda kalması uğruna bunu tercih etmez. İçinde insan ve yurt sevgisi olanların nasıl davrandığını İzmir halkı gösterdi.Diğerleri ne yapıyor? İzmir’e "gavur İzmir" demenin dışında yaptıkları ne var? 2004 yılında partilerinin ABD ile yaptığı anlaşma sayfa sayfa yayınlandı. 8 milyar dolar kredi veya bir milyar dolar hibe karşılığı, PKK’ya sınır ötesi hareket yapmak için efendimizden, (yani ABD’den) izin alacağız, eğer ülke içinde hareket yapacaksak ABD’ye haber vereceğiz. Bunu bilmeyen var mı? Yok... Peki bu halk ne yaptı? Partisinin oyunu yüzde 47’ye çıkardı. Şimdi ağlıyor? Kişisel diktatörlükleri uğruna uydurdukları bir kısım iftiralarla orduyu kötürüm, yargıyı iğdiş ettiler. İftiralarla insanları zindanlara doldurdular. Nedir bu subayların kusuru? 1 Mart tezkeresinin geçmesi için gerekli yardımı yapmadılar. Başlarına çuval geçirdiniz yetmedi mi? Hayır yetmedi. Bir dediklerini iki yapmayacak yönetici buldular. Aynı şekilde ordu ve yargı da lazım. Onu da hallettiler.Hani PKK ile görüştü diyenler şerefsizdi? MİT Müsteşarı Oslo’da görüşmüş mü, görüşmemiş mi? Görüşmüş, kim vermiş görüşme talimatını? Kendi beyanına göre “Başbakan”.Bir kez yanılır, bilmez seçersiniz. Peki sonrası?