Dünyanın her yerinde hukuk hakkı korumak, haksızlığın da kökünü kazımak için vardır. Bunun temel koşulu bireydeki adalet duygusunun temel alınması ve bu yolla da merkezi otoriteye güven duyulmasıdır. AKP'nin özellikle de son iktidar...
Dünyanın her yerinde hukuk hakkı korumak, haksızlığın da kökünü kazımak için vardır. Bunun temel koşulu bireydeki adalet duygusunun temel alınması ve bu yolla da merkezi otoriteye güven duyulmasıdır. AKP'nin özellikle de son iktidar döneminde "hukuk" adalet duygusunu beslemeyen tutarlılıktan uzak bir noktada. Ve bu süreç giderek "toplumsal azaba" dönüşmüş durumdadır. İnsan neyin suç, neyin değil, ne zaman ve niçin suç olduğunu veya olmadığını bilmezse, o zaman devlet hukuksuz hukuk da devletsiz kalır ki, bunun sonunda her kes kendi hukukunu kendi aramaya başlar. AKP kendi hukukunu yaratma anlayışından bir an önce vazgeçmelidir. Çünkü; hiç bir toplum adaletsiz yönetime uzun süre dayanamaz, boyun eğemez.
Bir darbe teşebbüsüdür tutturmuşlar gidiyor. Buna bir de AKP hükümetini düşürme suçu eklediler. Ve ikisini birden muhalif gördüklerini saf dışı bırakmanın kılıfı haline getirdiler. Herkesin bu hükümeti düşürmesi ve onun için de örgütlenmesi en tabii hakkıdır. Böyle bir hak olmasa veya suç olsa o zaman adına "seçim" denilen şeyi niye yapıyoruz. Seçimden maksat mevcut iktidarı devirmektir. Tayyip Erdoğan'da (o zamanki) mevcut iktidarı devirmek için AKP'yi kurmadı mı? O zaman onları da mı Silivri’ye göndermek lazım? Maalesef AKP hukuku devletten ve adaleti hukuktan ayırarak totaliter bir rejime yöneldi.
Dünya tarihi totaliter rejimlerin sonlarının nereye vardığının örnekleriyle dolu. Maalesef ülkemiz direnenlerin yok olduğu, boyun eğenlerin ayakta kaldığı son derece tehlikeli ve o kadar da garip bir süreçten geçiyor.
Genelkurmay Başkanlığı yapmış bir kimseyi "silahlı örgüt kurmak ve yönetmek"ten tutuklayıp hapse atıyorsan o zaman o dönemde askerlik yapmış tüm erbaş ve erleri de "Çeteye yardım ve yataklıktan" tutuklaman gerekecek. Saçmalık ve hukuksuzluk bu noktaya gelmiş.
Bilinmesi gereken şey, orduyu yok etmekle çağdaşlaşma olmaz. Hele demokratlık hiç olmaz. Çünkü demokrasi; devletlerin farklı örgütlenme şekli değildir. Demokrasi; sürekli iyileştirilmek istenen bir çaba, paylaşılan bir inançtır. Zira demokrasi, asla edinilmiş ve bitirilmiş değildir. Her gün yeni baştan inşa edilir. Yazımı adını hatırlamadığım bir filozofun sözüyle bitireyim;
"Özgürlük güzel şeydir, özgür olmak ise her şey."