Yerel gazeteciliğin, aslında yaygın medyadan bağımsız olmayan ve herkesçe bilinen sorunları vardır. Bunların dışında, çok da dile getirilmeyen ve İstanbul basınından ayrıldığı bir nokta, yerel gazeteciliğin “mesleki beslenme zorluğu” çekmesidir.

 

Aslında her meslek gurubu için taşrada bir beslenme sorunu vardır. Gazeteci diğer mesleklerden farklı olarak hem meslektaşları hem de haber kaynakları ile “kaliteli” ilişki kurmak durumundadır. İyi bir diyet bu tür beslenmeyi gerektirir.

 

Yerel, adı üstünde göreceli küçük, birbirini iyi tanıyan insan topluluğudur. Yerelin insanı büyük kentlerden farklı olarak, bir diğeri ile daha sık iletişim halindedir. Söz konusu iletişim olumlu etkileşme anlamı taşımaz. Bu daha çok muhtaçlık ilişkisidir. Birbirine katlanma zorunluğudur…

 

Dolayısıyla şehrin gazetecisi de eğer tarafsız yayıncılık yapma iddiasında ise, adı geçen dengeleri gözetme ihtiyacı hisseder. İşte mesleki kısırlık bu noktada başlar. Yereldeki her denge unsuruna eşit yer verme kaygısı, gazetecinin haber ve yorumlarında tekrarlara düşmesine, sığlaşmasına yol açar.

 

En kötüsü, yereldeki güç dengelerinden ve sosyal medya izleyicisinden aldığı övgülerle tatmin olup, gittikçe sıradanlaştığını fark etmemesidir. Çünkü bu konuda bir uyarı almaz. Onu tartan mesleki teraziden yoksundur.

 

Hele bir de o yayın organında yalnızca haber verip, bunun takibini yapmayan, nedenlerini araştırmayan; şehrin hafızasına yer vermeyen bir gazetecilik de yapılıyorsa o zaman daha da kötüdür.

 

Farkındaysanız daha bir çıkar gurubunun ya da siyasi görüşün sözcülüğüne soyunma durumuna girmedim bile. Göreceli demokrat köşe yazarlarına yer verip ama haberi yorumlar ya da manşete taşırken sürekli bir anlayışı koruyan, okuyucusunu o yönde düşünmeye yönlendiren gazeteciliğin olmadığını var sayıyorum!

 

Yerel gazetecilik önemlidir. Yumurta civciv hikayesindeki gibi, “Taşranın kısır döngüsü mü yoksa niteliksiz gazetecilik mi bir diğerini doğurur?” sorusunun yanıtı, “Kaliteli bir yerel gazetecilik sağlıklı şehirler oluşturur”  olmalıdır. Gazeteci bu yönde kendisini geliştirmelidir…

 

İşte o zaman 24 Temmuzlar bir değer kazanacaktır. Gazeteciliğin 24 Temmuz’u kutlu olsun.