TEMEL ile İdris bir gün tarlada birlikte gezerlerken; Temel bir ineğin bıraktığı pisliği görür ve İdris'e dönerek; 'Ula İdris, bir gün gelecek öleceksin, seni götürüp toprağa gömecekler. Orada çürüyeceksin ve toprağa...
TEMEL
ile İdris bir gün tarlada birlikte gezerlerken; Temel bir ineğin bıraktığı pisliği görür ve İdris’e dönerek; “Ula İdris, bir gün gelecek öleceksin, seni götürüp toprağa gömecekler. Orada çürüyeceksin ve toprağa karışıp gübre olacaksın. Daha sonra da o toprakta otlar büyüyecek ve o otları gelip bir inek yiyecek ve en sonunda da inek seni böyle dışkı olarak dışarı çıkaracak. Ben de seni yerde görünce "Ula İdris çok değişmişsin diyeceğim” der.
İdris Temel'i can kulağı ile dinledikten sonra “He ula Temel haklısın. Ama bir gün gelecek ki sen de öleceksin ve seni götürüp toprağa gömecekler. Çürüyeceksin ve toprağa karışıp gübre olacaksın. Daha sonra da o toprakta otlar bitecek ve o otları gelip bir inek yiyecek. Sonrada seni dışkı olarak dışarı atacak. Ben de seni yerde görecek ve “Ula Temel hiç değişmemişsin diyeceğim" der.
Fıkralar her zaman günlük hayattan alınan bir kesitle tıpa tıp örtüşürler.
Yakın tarihimize baktığımızda, dünyada olağanüstü bir değişiklik olduğunu hemen görebiliriz. Tüm dünyanın bir “mikroçip”in içerisine sığdırılmış olduğunu düşündükçe dünyadaki gelişmelerin baş döndürücü olduğunu fark ederiz.
Ekonomide, sosyal yaşamda, sağlıkta, eğitimde, inançta, sosyal güvencede, üretimde ve tüketimde ve insanlarının yaşam standartlarını yükselten bir çok konuda; “ileri ülkeler” dediğimiz ve onların seviyesine gelmeyi düşlediğimiz, insanca yaşam biçimini söyler dururuz.
Ama sadece söyleriz.
Aydınımızla söyleriz, emekçimizle söyleriz, vatanseverlerimizle söyleriz, kendisini daha Atatürkçü görenlerimizle söyleriz, kendisinin başkalarından daha dürüst olduğunu söyleyenlerimizle söyleriz. İş adamlarımızla söyleriz. Yönetenlerimiz ve yönetilenlerimizle söyler dururuz.
Geriye dönüp baktığımızda; insan yaşamını kolaylaştıran her türlü yenilikleri icat edenlerin başka inançlara sahip kişiler olduğunu görürüz. Ancak; başka inançtan oldukları için de, onları aşağılamaktan geri kalmayız. Fakat, onların buluşları sayesinde yaşantımızı kolaylaştırdığımızı hiç düşünmeyiz. Öz eleştiri bizim için onur kırıcıdır. Kaleme aldığım şu satırlardan bir ders çıkarılması gerekirken belki de “Onurumuzla oynanıyorsun, sen kim oluyorsun da bunları yazıyorsun” diyenler de olacaktır. Onlara bir sözüm var. Onur gerek yönetilen olarak ve gerekse yönetenler olarak yaşamın her alanında izlenmesi gereken, “önce insan” odaklı sulandırılmamış dürüstlüktür.
Gelin, Temel ve İdris fıkralarda kalsın.
Gelin biz değişelim dostlarım.
Değişelim, hem de en kısa zamanda gerçekten değişelim.
Saygılarımla.