ANADOLU'NUN büyük bir kısmının Yunan,  İngiliz,  Fransız,  İtalyan ve Ermeni birliklerince işgal edildiği ve Mondros Mütarekesi ile ağır koşulların dayatıldığı, Osmanlı ordusunun silahlarının toplatılıp, ordusunun...

ANADOLU'NUN

büyük bir kısmının Yunan, İngiliz, Fransız, İtalyan ve Ermeni birliklerince işgal edildiği ve Mondros Mütarekesi ile ağır koşulların dayatıldığı, Osmanlı ordusunun silahlarının toplatılıp, ordusunun dağıtıldığı dönemde, çeşitli yörelerde, Türk vatanını korumak, bağımsızlığımızın yeniden kazanılmasını sağlamak amacıyla kurulan direniş örgütüne Kuvayi Milliye denir.
Şunu övünerek belirtmek isterim ki; Osmanlı ordusu lağvedilip, Anadolu’nun büyük bir kısmı yukarıda belirttiğim ülkeler tarafından işgal edilip; yerleşim yerlerinin yağmalanıp, yakılıp, yıkıldığında; halkımıza her türlü işkence ve zulüm yapıldığında, hiçbir Anadolu insanı ülkesini terk ederek bir başka ülkeye sığınmacı olarak gitmemiştir.
Aksine; akıl almaz yoksulluğa ve kıtlığa rağmen, her biri bir diğerinden bağımsız olarak yöresel ve bölgesel milis güçleri oluşturarak, ahırındaki kazma, kürek, tırpan, orak, satır gibi tarım aletleriyle işgalcilere direnmiş, ülkesini ve namusunu korumuştur.
Kaçmamıştır, herhangi bir yabancı güç desteğine gerek duymamıştır. Üstelik, bunun yanı sıra bir taraftan isyancılara ve diğer taraftan işgalcilerle iş birlikçi hainlere karşı kahramanca mücadele vermişlerdir.
Daha sonra da Mustafa Kemal’in saflarına katılıp, topyekun işgalci emperyalistleri denize dökmüşlerdir.
Üstte yok, başta yok.
Günde bir öğün katıksız ekmekle.
Hiç kimse her hangi bir ikbal peşinde koşmamıştır.
Görüldüğü gibi Kuvay-i Milliye, dünyada bir benzeri olmayan, sadece Türk Milletine mahsus kutsal bir ruhtur.
Tarihte emperyalist güçlere karşı verilen en büyük savaştır.
Onun içindir ki; dünya tarihine “Türkleri savaşarak yenemezsiniz” cümlesi not düşülmüştür.
İçeride hainler olmayınca Türkler, savaşarak neden yenilmez bilir misiniz?
Tarihe not düşen sadece kadın kahramanlarımızdan bir kaçı bunun cevabını vermeye yeterlidir.
Nene Hatun, Halide Onbaşı (Halide Edip Adıvar), Nezahat Onbaşı (Nezahat Baysel), Şerife Bacı, Fatma Seher Erden (Erzurumlu Kara Fatma), Halime Çavuş (Kastamonu), Hafız Selman İzbeli (Kastamonu), Gördesli Makbule (Kocayayla/Akhisar), Çete Emir Ayşe (Aydın), Tayyar Rahmiye (Adana) ve daha niceleri. Ruhları şad olsun.
Görülüyor ki; Kuvayi Milliye, sadece Türklere mahsus ve halkın kendi çabaları ile kurdukları düzenli olmayan direniş birlikleridir.
Sapla samanı karıştırmayalım.