BİR abonenin ödeyemediği borcundan dolayı, suyunun veya elektriğinin kesilmesi ne kadar insancadır, hiç düşündünüz mü?  Yirmi birinci yüzyılda bir yurttaşın evinde elektrik veya suyun olmaması bizce hiçbir şekilde izah edilemez bir...

BİR

abonenin ödeyemediği borcundan dolayı, suyunun veya elektriğinin kesilmesi ne kadar insancadır, hiç düşündünüz mü?

Yirmi birinci yüzyılda bir yurttaşın evinde elektrik veya suyun olmaması bizce hiçbir şekilde izah edilemez bir durumdur .

Kişilerin ekonomik yönden zor duruma düşmüş olmaları, onların borçlarını ödemelerini sağlamak için insan onuruna yakışmayan bir biçimde tazyik edilmelerini gerektirmez. Bedelini ödeyemez hale düştüğü veya bir ihmal sonucu faturasını ödeyemediği için bir kimsenin içme suyundan, temizlenmekten, gıdalarını temizlemekten, evini temizlemekten, çocuklarını temiz tutma imkanından, yahut aydınlanmaktan mahrum kılınması savunulamaz bir ayıptır. Ayrıca; bir abonenin suyunu kesmekle sadece bir kişiyi değil, bir aileyi cezalandırarak her türlü hastalığa maruz kalmalarını sağlamak, elektriksiz bırakarak buzdolabındaki yiyeceklerinin çürümesine ve hatta, yaşam ünitesine bağlı bir hastayı ölüme terk etmektir.

Görülüyor ki; bu uygulama insan hayatını hedef aldığı için açıkça Anayasaya aykırıdır. Kaldı ki; su ve elektrik şirketlerinin diğer kurum veya şirketlerden farkı olmadığına göre, hukuk devletinde tahsil edilemeyen alacağın tahsil edilme yolu icra daireleridir. Bunun dışındaki uygulamalar, zorbalıktır ve kesinlikle insani değildir.

Anayasanın 5. Maddesi, Devlete; " kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmak" ve 56. Maddesinde de; "herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak" ödevlerini yüklemiştir. Bir kişinin fatura ödeyecek parası olmadığı için evinde kullanacak suyu ya da gece aydınlanacağı elektriği olmaması durumu, açıkça o kişinin "insan onuruna yakışmayan şartlarda" yaşamaya zorlanmasıdır.

Kaldı ki; yetkili kurum ve ağızlardan her yıl veya siyaseten gerek görüldükçe, milli gelirden övünerek söz edilmektedir. Yani, milli gelir; her yurttaşın, devletin gelirlerinden bir yıl içerisinde payına düşen miktardır. Peki, her yurttaşa milli gelirden payına düşen miktarı hakkıyla verebiliyor muyuz? İşsizliğin, yoksulluğun devasa boyutlarda olduğunu göz önüne alırsak, elbette ki kesinlikle hayır. O halde akla gelen ilk soru; milli gelirden payını alamayan yurttaşların haklarını kimler alıyor veya çalıyor? Görülüyor ki; doğru olarak kabul edilen sistem akıl almaz yanlışlıklarla dolu. Kısacası; bu gün uygulanmakta olan ekonomik sistem “insan odaklı” olmaktan uzak, her türlü sömürüye açık, en acımasız kirli sermayenin baskın olduğu kara bir tablodur.

Saygılarımla.

TÜKETMEK İÇİN DEĞİL, YAŞAMAK İÇİN TÜKETELİM

SU TASARRUFUNU CİDDİYE ALALIM

* Musluklarımızı, sifonlarımızı, daima bakımlı tutabiliriz.
*Bozuk olanları hemen onarın. Çünkü saniyede bir damla akan su, yılda 3 metreküplük yani 3 tonluk bir tüketime tekabül eder.
* Çamaşır ve bulaşık makineleri bir defada ortalama 40 litre su tüketmektedir. Makinelerinizi tam doldurmadan çalıştırmayıp ve kısa programları tercih edebiliriz.
* Banyo yerine duşu tercih edebiliriz. Bir duşta ortalama 50 litre su, bir banyoda 150 litre su tüketilir.
* Tek bir kişi yılda ortalama 49.140 litre suyu tuvaletlerde tüketir. Sifonun bir kez çekilmesi ile 10 lt su harcanır. Yeni teknolojiler sayesinde standart modellere göre %60 daha az su tüketen klozetler bulunmaktadır.
* Rezervuarların boyutunu küçültebiliriz. 12-20 litrelik yerine 6-7 litrelik ve kademeli rezervuarları tercih edebiliriz.
* Sifon çekildiğinde suyu renklendirsin ve temizlesin diye tuvalete asılan maddeleri kullanmayalım. Bunlar kanalizasyona karışarak kirliliğe sebep olur.
* Tıraş olurken, ellerimizi yıkarken, dişlerimizi fırçalarken, bulaşıkları sabunlarken açık bırakılan musluk, dakikada yaklaşık 15-20 litre suyun boşa akmasına sebep olur. Bu işleri yaparken musluğu ihtiyacımız olduğu kadar açın.
* İçme suyu dışındaki suları birkaç kez kullanmaya çalışabiliriz. Sebze ve meyve yıkadığınız suyla çiçekleri ve bahçeleri sulayabilir, temizlik yapabiliriz.
* Evde kullanılan temizlik malzemeleri, atık sularla birlikte nehirlere karışır. İçinde fosfat bulunmayan ve suda ayrışabilen temizlik ürünlerini kullanabiliriz. Temizlikte sıvı sabun, toz sabun gibi doğal esaslı olanları tercih edebiliriz. (Hem doğaya zarar vermez hem de daha az suyla durulanabilir.) Diğer kimyasal deterjanların (petrol türevi temizleyiciler) doğal ortam için sakıncalarının yanı sıra bol suyla durulanmaları gerekir.
* Otomobilimizi ve balkonlarınızı hortumla yıkamak yerine silerek veya kova ve sünger kullanarak temizleyebiliriz. Hortumla yıkama, yaklaşık 550 litre su kullanımı demektir.
* Su basmasını engellemek için evden çıkarken ana vanayı kapatmak iyi bir tedbirdir. * Çamaşır suyu, atık maddelerin ayrılıp çözülmesini sağlayan yararlı bakterileri öldürür. Çamaşır suyunu olabildiğince az kullanalım.
* Kapı önü, balkon, teras gibi yerlerin temizliğinde hortumla su tutmak yerine süpürge kullanabiliriz.
* Bahçe sulamak için, buharlaşmanın az olduğu sabah ya da akşamüstü saatlerini tercih edebiliriz.

ENERJİ TASARRUFU DAHA AZ FATURA DEMEKTİR

• Pencere ve kapıların hava sızdırmazlığını kontrol edin. Hava sızıntısı olabilecek yerleri hava sızdırmaz şeritlerle kapatın.
• Kapı altlarına yalıtım yapın.
• Apartman holü veya dışarıya açılan kapıların kısa süreli açık kalmasını sağlayın.
• Buzdolabına konan sıvıların üstünü daima kapatın. Aksi halde dolaşım içindeki nem oranın arttırır ve buda komprosörün daha fazla çalışmasına ve dolayısıyla elektrik tüketiminin artmasına neden olur.
• Kapı içi manyetik bantların kapanmasını sağlayın. Bu hem buzlanmayı azaltır hem de enerji tasarrufu sağlar.
• Çamaşır makinesini tam kapasitede çalıştırın.
• Kurutmalı makine kullanıyorsanız, kurutma süresini az tutarak hem çamaşırın ömrünü arttırın hem de enerji tasarrufu yapmış olun.
• Ütünün fişini işiniz bitmeden birkaç dakika önce prizden çekin ve işinizi ütünün içinde kalan ısı ile bitirin.
• Televizyon ve VCD gibi aletlerin fişini çekerek kapatın. Çünkü stand-by modunda enerji tüketmeye devam eder.
• Küvette yıkanmak yerine duş almayı tercih edin.
• Verimli aydınlatma için duvar, tavan ve dekorasyon malzemesini mümkün olduğunca açık renkli seçin. Odadan ayrılırken lambaları sürekli kapatın.