Alanya’da havalar serinledi, sokaklarda montlar ortaya çıktı ama vatandaşın içi ısınmadı; zira ısınmanın maliyeti, soğuğun kendisinden daha fazla titretiyor.
Elektrik faturalarının uçuşa geçtiği şu günlerde, dar gelirli vatandaşın sığındığı tek liman vardı: *Odun sobası.* Ancak bu limanda da demir atmak öyle kolay değil. Çünkü odunun tonu adeta altınla yarışıyor.
Meşe odununun tonu *8 bin TL, diğer türlerin tonu **7 bin TL… Marketlerde çuvalın fiyatı da **250 ile 500 TL* arasında gidip geliyor. Yani bir çuval odun alıp eve dönerken insan ister istemez kendini kıymetli maden taşıyormuş gibi hissediyor, dikkat adımlarla ilerliyor.
Ancak şu bir gerçek:
Bu kış Alanya’da soba kurmak, romantik bir nostalji değil; ciddi bir bütçe işi. Eskiden soba başında kestane patlatırdık, şimdi odun parası düşünmekten kestanenin K’sını aklımıza getiremiyoruz.
Dar gelirli vatandaş için tablo net:
Elektrik pahalı, odun pahalı, kömür pahalı… Geriye bir tek seçenek kalıyor: *Battaniye ekonomisi.*
Evet, bu yılın trendi bu olabilir. Hatta belediyeler kampanya bile başlatabilir:
“Bu kış birbirimizi değil, battaniyeyi saralım!”
Şaka bir yana… Kış kapıya dayanmışken, ısınmanın bir lüks olmaması gerekiyor. Dar gelirli vatandaşın soğuğa mahkûm edilmediği, odunun altın fiyatına satılmadığı bir kış temennisiyle… Kalın sağlıcakla.