GENEL anlamda, ideoloji temelli siyasi yapılanmalar, salt sloganlarla değil, dünyadaki gelişim ve değişime uygun bir biçimde, Türk toplumunun örf adet ve geleneğine uygun, dünyalı ve insan olmaya odaklı, çağdaş bir anlayışla, Türk gençliği...

GENEL

anlamda, ideoloji temelli siyasi yapılanmalar, salt sloganlarla değil, dünyadaki gelişim ve değişime uygun bir biçimde, Türk toplumunun örf adet ve geleneğine uygun, dünyalı ve insan olmaya odaklı, çağdaş bir anlayışla, Türk gençliği bilime ve bilimselliğe yöneltilirken, her düşünsel açılım konusunda da, bilgi sahibi olması, bu yolla da, karşı olduğu düşüncelerle mücadelede çok daha donanımlı hale gelmesi sağlanmalıdır.

Çok daha önemlisi, Ümmetçilikle Milliyetçiliğin temelde çok farklı ideolojiler olduğu, bu yönüyle de, Türk-İslam sentezinin yeniden ele alınıp sorgulanmasında yarar var.

Zira, Türk Milliyetçiliğini benimsemiş, Ateist, Deist hatta başka dinlere mensup Türkler olduğu gibi Türk topluluklarının da bulunduğunu bilmemizde yarar var,

Bir insanın etnik yapısı yaradılışından kaynaklanırken, dini inancı ise sonradan öğrenilen bir şeydir.

Özünde Milliyetçilik, yakınını sevmektir.

Solculardan, Sosyal Demokratlardan da, teoride olmasa da pratikte milliyetçi duygular hatta milliyetçi tavırlar ve eylemler içinde bulunan insanlarımız var.

Hangi ideolojiye sahip olursa olsun herkes bu ülkenin ve bu ülke insanının gelişip kalkınmasını ister.

Gelişen ve kalkınan bir ülkenin ferdi olarak herkesin, gelişmeden ve kalkınmadan pay alacağını bilmesi gerekir.

Herhangi bir etnik yapının milliyetçiliği, ırkçılığa ve kafatasçılığa taşıması halinde, etnik kutuplaşma tavan yapar.

Bu kutuplaşma, zamanla kaçınılmaz olarak çatışmaya dönüşür.

Hiçbir çatışmanın ülke ve ülke insanına yarar sağlamadığını çevremizdeki gelişmelerden görüyoruz.

PKK terör örgütü, Kürt halkı üzerinden kutuplaşmayı körükleyerek Kürtleri bir nevi tutsak haline getirmiş, Doğu ve Güneydoğu’daki Kürt kökenli vatandaşlarımıza hayatı zehir ederken, örgütün baronları sırça köşklerinde krallar gibi yaşamaktalar.

MHP ve Ülkücü gençlik Türk Milliyetçiliği çizgisinde ilerlerken, ırkçı, kafatasçı bir anlayış yerine, farklı etnik kökenden vatandaşlarımıza da empati yaparak yaklaşması gerekiyor.

Özellikle de, belli bir genelleme içinde, PKK terör örgütüyle Kürt halkını birbirine karıştırmadan, PKK’ya karşı Kürtleri korumanın yollarını aramalıdır.

Son seçimlerde HDP kadroları, ülkenin batısında, Kürt Milliyetçiliğinden uzak, çok farklı bir söyleme yönelerek, toplumun her kesiminden oy toplama uyanıklığı içine girdi!

Türkiye çok farklı etnik yapılardan gelme insanlarla dolu.

Hala da dolmaya devam ediyor!

Bu bir bakıma, Osmanlı İmparatorluğu’ndan kalma bir miras.

Bu mirası reddetmemiz mümkün olmadığına göre, bu coğrafyada hep birlikte yaşamanın yollarını arayıp bulmalıyız.

Bu konuda tarihte birçok yanlışlar yapıldı.

Farklı etnik kökenden ya da dinden insanlarımızın bu ülkeyi terk etmek zorunda kalmasıyla çok şeyler kaybettiğimizin bilincine varmalıyız.

Hatta, Anadolu’nun belli bölgelerindeki Hıristiyan Türkler bile, Yunanistan’a gönderildiler!

Umarım MHP ve CHP, yepyeni bir anlayışla, Türkiye siyasetine yeni boyutlar kazandırma başarısını gösterirler.