GALATASARAY'DA kimi başkan ve yöneticiler Terim'in başarısızlığında ya da Terim'in hegemonyasına tepki gösterip görevine son verdiklerinde de, Terim'in ekibinin bir ayağı da federasyonda olduğundan (Örneğin Ali Dürüst)...

GALATASARAY'DA

kimi başkan ve yöneticiler Terim’in başarısızlığında ya da Terim’in hegemonyasına tepki gösterip görevine son verdiklerinde de, Terim’in ekibinin bir ayağı da federasyonda olduğundan (Örneğin Ali Dürüst) hemen kapağı milli takımın başına atıyor.

Terim’in ayağı o kadar uzun ki, Adana ile İstanbul’da birer stadyumun adı Fatih Terim.
Başakşehir Stadyumu'nun adının Fatih Terim Stadyumu olması size saçma gelmiyor mu?
Fatih Terim’in Başakşehir’le ya da Başakşehir Kulübü ile ne ilgisi var?
Başakşehir stadyumuna bir isim verilecekse bu ya Göksel Gümüşdağ ya da Abdullah Avcı olmalıydı.
Yani.
Demem o ki.
Terim, başarılı olsun, olmasın, olmadık saçmalıklara imza atsın atmasın milyarlara varan maaşından hiçbir zaman mahrum kalmıyor.
Tabii ki, tüm bu eleştirileri sıralarken, milli takımda özellikle de Galatasaray’da elde ettiği başarıları da göz ardı etmememiz gerekir.
Bir teknik adamın her zaman her takımda başarılı olması mümkün olmayabilir.
Benim buradaki eleştirilerim, Terim’in başarısızlıklarıyla ilgili değil.
Benim eleştirim ve tepkim.
Türk futbolu üzerindeki hegemonyası.
Siz değerli okurlarıma soruyorum.
Fatih Terim’i eleştirebilen kaç spor yorumcusu var?
Basın toplantılarında, diğer teknik adamlara en acımasız soruları soran spor muhabirleri ve gazetecilerden kaçı, Terim’e eleştirel soru sorabiliyor?
Gelelim Terim’in eski tavrına döndüğü Galatasaray–Fenerbahçe karşılaşmasına.
Terim derbide ilk yarı Galatasaray 2-0 galipken, hakeme dönük hiç tepki göstermezken, Fenerbahçe 2 gol atınca mı hakem kötü oldu?
Kavgaya gelince.
Karşılaşma bittikten sonra ya da karşılaşma içinde bu boyuttaki bir kavganın içine hakem nasıl girsin?
Özetle.
Derbiye kadar Terim’in suskunluğunu, Galatasaray’ın lig lideri olmasına bağlıyordum.
Bunda da maalesef haklı çıktım.
Terim her zaman yaptığı gibi, bu tür agresif çıkışlarıyla hakemleri baskı altına almaya çalışmıyor.
Alıyor.
Milli takımımızın hali de ortada.
Ne imiş efendim, milli takım gençleştiriliyormuş.
İnanılır gibi değil.
Bu milli takım.
Yani.
Ligdeki en formda oyuncular burada yer alır.
Formda olmak yaşa bağlı değil, beceriyle ve ortaya konan performansla ilgilidir.
Terim, milli takımı ve de milli takımda yer alan deneyimli, en formda futbolcuları da, yerin dibine batırma becerisini gösterdi.
Sporseverlerin bir bölümü maalesef, kimi olumsuz olaylar ve gelişmeler yüzünden milli takımdan bile soğudu.
Velhasıl.
Her alanda olduğu gibi futbolumuz da dibe vurmuş durumda.
Değerli okurlar.
Bu eleştirilerimi Galatasaray’a dönük değil, salt Terim’e ve ona sürekli bu kadar güç veren kesimlere yapıyorum.
Galatasaray’ın taktir ettiğim başkanlarından söz edersem.
Başta rahmetli Özhan Canaydın geliyor.
Böylesine centilmen bir başkan her kulübe nasip olmaz.
Umarım Ali Koç o çizgide yol alır.
Tabii ki, hatırladığım ve tanıdığım kadarıyla, Mehmet Cansun, Faruk Süren ve Alp Yalman başkanları da anmadan geçemeyeceğim.