Bir düşünür, insanın düşünen bir hayvan olduğunu iddia etmiş. Demek ki insan, düşünceden uzaklaştıkça hayvani yönü ortaya çıkıyor. Hayvanları çok sevdiğimden, bu yaklaşımı da pek doğru bulmuyorum. Bence doğrusu, kudurmuş hayvanlar...

Bir düşünür, insanın düşünen bir hayvan olduğunu iddia etmiş.Demek ki insan, düşünceden uzaklaştıkça hayvani yönü ortaya çıkıyor.Hayvanları çok sevdiğimden, bu yaklaşımı da pek doğru bulmuyorum.Bence doğrusu, kudurmuş hayvanlar gibi oraya buraya saldıran, onu bunu suçlayan, iftiralarda bulunanlar, sanırım hayvandan da öte bir mahlûkata dönebiliyorlar!Kapandıkları inden çıkamayan, insanlarla iletişim kurmaktan özellikle kaçınan, kimseyi beğenmeyen, kendilerini bulunmaz Hint kumaşı sanmanın aymazlığında, sözde kibarlık abidesi gibi bir görüntü çizen, özde olmadık rezil yaklaşımlar içine girecek cesareti kendilerinde bulamasalar da, yazdıkları ve çizdikleriyle, kendisinden farklı düşüncede olanlara sorumsuzca, saygısıca saldırma ilkelliğini sergileyen beyinlere hangi sıfatı yakıştıracağımı bilemiyorum, bilsem de, böyle bir kabalık içine okura saygımdan dolayı girmek istemiyorum.Değerli okurlar, kendimize göre mevcut iktidarın belli icraatlarına dönük eleştirilerde bulunurken, Türkiye’nin bugünkü geldiği noktadan yola çıkarak, iktidarın olumlu icraatlarından söz etmek, bu ülkeye ve bu ülke insanına ihanet ya da iktidarın dalkavukluğu anlamına gelebilir mi?Ülke tam anlamıyla güllük gülistanlık olmasa da, düne göre çok daha iyi konuma taşınmış olmasına karşın, batmak üzere olduğunu iddia ederek, felaket tellallığına soyunarak, toplumu karamsarlığa sevk ederek iktidarı yıpratmaya çalışmak yurtseverlik olabilir mi?İktidar, özellikle sayın Başbakan’ın, Suriye konusunda duygusallığı öne çıkararak, aceleci ve de agresif davrandığını bu köşede defalarca dile getirdik.Uluslararası ilişkilerde duygusallığa yer yoktur.Çok daha önemlisi, bir başka ülkenin iç işlerine açıktan müdahale edebilmek için süper güç olmak gerekir.Tarihimizde kimi devlet adamlarımızın, yanlış tercihler ve politikalar izlemeleri sonucu, ne büyük kayıplara uğradığımız hatta koskoca Osmanlı İmparatorluğunun yıkılışına neden olunduğunu da unutmamak gerekir.İsrail’le olan ilişkilerde de benzer yanlışlığın yapıldığından söz ettik.Çok daha önemlisi, atalarımızın, “Ne Şam’ın şekeri, ne Arap’ın yüzü” özdeyişinin dikkate alınmasından bahsettik.Tabii ki, mevcut iktidarın bir sürü konuda ciddi istihbaratları vardır. Onlar da gelişmeleri yakından izliyor, Türkiye’nin kısa, orta ve uzun vadedeki çıkarlarına dönük olarak, belli öngörülere dayalı bir politika izliyorlardır.Bugün eleştirdiğimiz hatta kaygı duyduğumuz bazı gelişmelerin, yarın Türkiye’nin lehine dönüşmeyeceğini kimse iddia edemez.Bizim değerlendirmemiz ya da eleştirilerimiz ise, sadece belli kaygılara dayalı olarak, sıradan bir uyarı olmaktan öte bir anlam taşımaz. Kanlı PKK terör örgütünden kurtulma noktasına gelmemiz, üç, dört aydır PKK’nin eylemsizliğiyle toplumun büyük çoğunluğu mutlu olmaya çalışırken, bu durumu bile ülkenin felakete sürüklenmesi olarak değerlendirenlerin olması, gerçekten insanı belli endişelere sürüklemekte! –DEVAMI YARIN-