İŞTAHSIZLIK, küçük büyük herkesin arada sırada kapısını çalan sıkıntılı bir durumdur. Kişi pek çok sebebe bağlı olarak yemek yemek istemeyebileceği gibi çoğu zaman yemek yemeyi unutabilir. Bu unutmalar zamanla kişi tarafından kanıksanır...

İŞTAHSIZLIK,

küçük büyük herkesin arada sırada kapısını çalan sıkıntılı bir durumdur. Kişi pek çok sebebe bağlı olarak yemek yemek istemeyebileceği gibi çoğu zaman yemek yemeyi unutabilir. Bu unutmalar zamanla kişi tarafından kanıksanır hale gelir ve artık yemek yememek onun için ciddi bir problem olmaktan çıkar. 'Niçin yemiyorsun?' diye soranlara 'İştahım yok, canım istemiyor, karnım tok' şeklinde cevaplar verir. Peki, bu durum çocuklarda nasıldır? Çocuklarda iştahsızlığın sebepleri neler olabilir ve hangi yöntemlerle bu sıkıntı ortadan kaldırılabilir?

Çocuk sahibi olan hemen hemen her anne ve babanın baş yakınmalarındandır. 'Bu çocuk bir türlü yemek yemiyor, ne yapsam, ne etsem yemek yediremiyorum. Güzel söylüyorum olmuyor, kötü söylüyorum hiç olmuyor. Ceza bile veriyorum ama bana mısın demiyor' az çok kulak aşinalığınız vardır bu sözlere, kim bilir belki de her gün bizzat kullanıyorsunuzdur, oflaya oflaya.

Çocukluk döneminde sıkça karşılaşılan iştahsızlık problemine karşı anne ve babalar oldukça dikkatli olmalıdır. Çocukluk çağında depresyonla karşı karşıya kalan bir çocuk, yaşadığı stresli, gergin ve üzücü olay karşısında nasıl davranacağını bilemeyebilir. Zaman zaman bu durum derslerindeki başarısızlıklarla kendisini gösterebileceği gibi zaman zaman da hastalıkların artması, okul ortamında sürekli kavga ve gerginlik yaratma, arkadaşlarıyla problemlerin artması, öğretmeni dinlememe ile de kendisini gösterebilir. En mühimi ve belki de en aşina olunanı -ki bu her yaş grubu için istisnasız geçerli- çok yemek yeme ya da hiç yemek yememe, iştahın kesilmesi ile kendisini gösterebilir. İşte bu noktada anne babalara, özellikle kreşlerdeki öğretmenlere, yardımcı görevlilere, çocuğun bakımından sorumlu diğer aile büyüklerine büyük görevler düşmektedir.

PEKİ, İŞTAHSIZLIK ÇEKEN BİR ÇOCUĞA NASIL YAKLAŞMALI, NE YAPMALI?

Yazının ilk başında da belirttiğim üzere çocuklarda iştahsızlık, hemen hemen her anne ve babanın yakındığı, çözüm bulmakta sıkıntı yaşadığı önemli sorunlardan bir tanesi. Özellikle 8-9 aylıkken başlayan ve okul çağına kadar sürmekte olan bu sorunu, doğru zamanda doğru besini seçerek, en önemlisi de çocuğunuza doğru yaklaşarak çözebilirsiniz. İşte, sizler için önerilerim:

- Öncelikle çocuklarınızın beslenme eğitimi konusunda gerekli ve yeterli bilgiyi aldığından emin olmalısınız. Çocuğunuza her koşulda beslenmenin önemini anlatmalı ve yaşamın devamı için beslenmenin ana koşul olduğunu vurgulamalısınız. 'Bunu nasıl yapabilirim peki?' diyenlere önerim, bu masallarla, şarkılarla, hikayelerle hatta destekleyici boyama kitaplarıyla bile sağlanabilir. Çocuk sağlık için beslenmenin yerini ve önemini kavramış olmalıdır. Çocuğunuza bu konuda destek olunuz.

- Çocuk gözüne ve damağına aşina gelen lezzetlerden çabuk sıkılabileceği gibi, gözüne ve damağına yabancı olan lezzetlere karşı önyargılı olabilir, tanımadığı, bilmediği yiyecekleri reddedebilir. Peki ne yapmalı? Çocuğunuz için özel bir tabak hazırlayabilirsiniz. Hazırladığınız eğlenceli 'kahvaltı tabağı, yemek tabağı, atıştırmalık tabağı' çocuğunuzun dikkatini çekebilir, çocuğunuz hiç sevmediği bir yiyeceği bile sırf görüntüsündeki şirinliğe aldanarak yiyebilir, hatta o yiyeceğe bayılabilir. Sabah kahvaltılarında yumurtaların üzerine zeytinle göz yapabilir, patates veya peynirden civcivler oluşturabilir, oluşturduğunuz civcivin burnunu havuçla, gözünü zeytinle, ayaklarının altını da maydanozla süsleyebilirsiniz. En azından bir adım, bir düşünce, bir umut, bir inanç; ya yerse!

- Her çocuk anne veya babasını kendisine model alır. Anne ve babasını takip eden, birincil ya da gizil model alan çocuklar anne ve babalarının beslenme biçimlerini de dikkatle takip eder. İyi takip edince göreceksiniz, anne veya baba herhangi bir besinden kaçıyorsa çocuğunun da aynı besinden kaçması olasıdır. Anne veya babanın sevmediği bir yemeği ne yaparsanız yapın çocuğa yediremezsiniz. (Elbette ki istisnalar yok değil.) Anne ve babalara naçizane tavsiyem mümkün olduğunca her besin grubundan birazcık da olsa tabağınızda bulundurmaya çalışın.

- Çocuğunuz yemek yemiyorsa lütfen onu zorlamayın, arkasından koşturmayın. Bırakın istediği zaman yesin, yeter ki sağlıklı ve yararlı besinleri seçtiğinden emin olun. Karnı toksa bırakın acıkınca yesin ama şu konuda çocuğunuzla anlaşabilirsiniz belki: "Yemek yemesen bile ailece oturduğumuz sofrada senin de olmanı istiyoruz. Bu bizi çok mutlu edecek." şeklinde sözlerle onu etkileyebilir, yemeğe iştirakini sağlayabilirsiniz. Hatta küçük not kağıtlarına yazıp odasındaki masanın, aynanın, kitapların üzerine yapıştırabilirsiniz. Bu ona kendisini özel hissettirecek ve sizi kırmamasını sağlayacaktır.

- Yemek yerken yalnızca yenilen yemeğe konsantre olunması konusunda ince önerilerde bulunun. Mümkünse kendinizde yemek yerken TV, PC, tablet, telefon hatta kitap vs gibi yemeğe olan konsantrasyonunuzu dağıtacak her türlü aracı kendinizden uzak tutun. Unutmayın siz yaparsanız o niye yapmasın.

- Çocuğunuzun tabağını aşırı dolduruyor oluşunuz onun o yemeği daha çok yiyeceği anlamına gelmez. Yemeğini bitirmesi açısından tabağına ortalama bir miktar koymanızda fayda var. Aşırısını reddedebileceği gibi, aşırı yemek yemek onu sıkıntıya sokabilir.

- Çocuğunuz yemek yemiyor diye onu asla bir başkasıyla kıyaslamayın. Yemek yiyor diye ödüllendirmeyin, keza yemek yemiyor diye cezalandırmayın. Ali yiyor sen yemiyorsun, Ayşe ailesini ne kadar da sevindiriyor baksana şeklindeki kıyaslamalar hem çocuğunuzla aranızı açar, hem çocuğunuzu üzer, hem de iştahını daha çok keser. Bilginize.

- Çocuğunuzla inatlaşmayın. İnatlaştıkça sizin söylediklerinizin aksini yapacağını unutmayın.

- Çocuklarınızın sağlıksız atıştırmalıklardan uzak durmasına özen gösterin. Abur cubur tüketiminin önüne geçmek için türlü oyunlara başvurabilirsiniz. Beslenme çantasına koyacağınız bir elma, muz veya havucun paketlerce çikolata veya cipsten çok daha leziz ve yararlı olduğunu ona anlatın ancak lütfen zorlamayın ve bir anda vazgeçmesini beklemeyin. Yavaş yavaş, alıştıra alıştıra...

Sevgili aileler, disiplini ve kontrolü elden bırakmadan bayrağı göğüsleyin. Unutmayın iştahsızlık salt bir nedene bağlı değildir, öncelikle çocukta iştahsızlığa sebep olan herhangi organik bir neden varsa öncelikle bu sorun ortadan kaldırılmalıdır elbette ki bunun için ayrıntılı muayene ve tetkikler yapılmalı, çocukta iştahsızlığa sebep olan durum ve olaylar detaylarıyla incelenmeli, irdelenmelidir. Eğer ki yemek yemiyor oluşunun nedeni psikolojikse ve siz anne ve babası olarak her ne yaptıysanız da çocuğunuzdaki iştahsızlığı çözemiyorsanız o vakit alanında uzman bir psikoloğa danışmanızda fayda var. Sıhhatli günler diliyorum.

“Hiçbir çocuk inadı nedeni ile açlıktan ölmemiştir.”

Green, 1993