SON günlerde bazı basın yayın organlarında yer alan

SON

günlerde bazı basın yayın organlarında yer alan "Türk Silahlı Kuvvetleri asker üniformalarındaki Göktürkçe yazılar yasaklandı" haberleri aziz Türk milletini derinden yaralamıştır.

Terörizmin gönüllü sözcüleri aşırı milliyetçi yazılardan duydukları rahatsızlıkları dile getirmiş, Türk Silahlı Kuvvetleri de bu doğrultuda bir genelge yayınlamıştır.
Kadim Türkçeden ve Türklükten rahatsızlık duyan bölücülerin siyasi sözcülerinin başvurusu neticesinde alındığı anlaşılan bu karar askerimizin şevkini ve mücadele ruhunu kırmaktan ileriye gitmemiştir.
Soruyorum sizlere...
Türk kelimesi mi aşırı milliyetçi?
Göktürkçe mi rahatsızlık kaynağı?
Ambleminde ‘Milattan Önce 209’ tarihini kuruluş tarihi olarak gösterip Göktürk yazısını yasaklamak hangi düşüncenin tezahürüdür?
TSK’nın her bir personeli göğsünde Türk armasını taşımaktan şeref duyan, ceddinin mirasına sahip çıkan onurlu Türk askerleridir.
Ama üzülerek görüyoruz ki TSK içerisinde hâlâ arındırılamamış, sızdırılmış bazı kesimlerin varlıklarını koruduğunu görmekteyiz.
Bizlerin en hassas noktamız olan Türklüğümüzü gururla armasıyla göğsünde taşıyan askerlerimize karşı alınan mesnetsiz emri yayınlayanların mensubiyetlerini sorgulamak gerekir.
Bir askerin eline sadece dünyanın en iyi silahlarını vererek savaşmasını istemek en büyük aptallıktır.
Maneviyatı ve uğruna savaşacak bir olgu olmadığında, beklenen sadece mağlubiyettir.
Güneydoğu’da mücadele eden askerimiz ve polisimiz, mensubu olmaktan şeref duydukları Türk milletini temsil etmekte, cenk ederken de Türk milletinin gücünü hissetmektedir.
Ceddimizin cenk meydanlarında düşmanlarına üstünlük sağlamak için çeşitli taktikleri, çeşitli motivasyon teknikleri olduğu hepimizin malumudur.
Motivasyon ve inanç gibi uğruna can verebilecek bir değere inanan askerin kazanamayacağı bir savaş, alt edemeyeceği düşman da yoktur.
Düşmanların da çeşitli taktikleri vardır.
Bunların başında ise moral motivasyon bozucu eylem ve söylemlerdir.
Bu provokatif eylemleri ise günümüzde bölücü terör örgütü PKK’nın TBMM'ye sızmış siyasi ayağı olan Kandil ve İmralı’dan talimatlarını alan HDP’dir.
Babası Yunanistan’ın Meis Adası'ndan göç eden HDP’li Filiz Kerestecioğlu askeri üniformalar üzerine takılan armaları gündeme getirmiş ve Milli Savunma Bakanlığı'na aşırı milliyetçi semboller kullanan güvenlik güçlerine ilişkin sorular başlığıyla şu mesnetsiz soruları sormuştur: "Aşırı milliyetçi grupların kullandığı arma ve sembollerin kolluk kuvvetleri arasında yaygın şekilde kullanımının sebebi nedir? İdeolojik sembol, bayrak ve işaretlerin kullanımı serbest midir?"
Bizlerin üzüldüğü nokta ise, düşmanlarımızın Türklük ve Türklüğün sembollerinden rahatsızlıkları değil, Türk düşmanlarının bu söylemlerine karşın eylemde bulunanlara karşıdır.
Askerimiz sıcak çatışmalarda, göğüs göğse mücadelelerde motivasyon ve tarih şuuruyla milletimin bağlarını yansıttığı sembolik vakalardan rahatsız olanların vicdanlarına seslenmek gerektiğini düşünüyorum.
Omuz veya göğse eski Göktürk alfabesince yazılan "Türk" ifadesinin medeniyet tasavvurumuzdaki mana ve hikmetlerinden uzak olanların bu ifadeyi kuru bir ırkçılık gibi değerlendirmesi Türk milliyetçilerini üzmüştür.
Türk askerinin kendisini Metehan gibi, Kürşad gibi, Oğuz Kağan gibi görmesi kimin zoruna gitmektedir.
Biz omzunda veya göğsünde Göktürkçe alfabesine göre "Türk" yazan birini gördüğümüzde "Orada adalet sağlanmıştır" deriz, "Liyakat sağlanmıştır" deriz, "Savaş bile erkekçe olur" deriz.
Göktürk alfabesine göre Türk cesarettir, basirettir, adalettir, merhamettir.
Atalarımızdan bir mirası daha yaşatma gayretimiz perdelenmek istenmiş, tarih bağlarımız imar edilecek iken baltalanmıştır, alınmış karar yanlıştır, geri dönülmesi zaruridir.
Biz Göktürk alfabesi yazımında Türk ifadesinin yaşatılması ve gönülleri kazınması için yılmadan mücadele edeceğiz.
Allah Türk'ü korusun...