TOPLUM olarak, en azından ülke ve ülke insanımızı yakından ilgilendiren çok ciddi sorunlara karşı, belli bir dayanışma geleneğinden giderek uzaklaşmış bulunuyoruz. Bu yanlışı, tüm alanlarda görmekteyiz. Medyada, her olaya, gayri ciddi...
TOPLUM
olarak, en azından ülke ve ülke insanımızı yakından ilgilendiren çok ciddi sorunlara karşı, belli bir dayanışma geleneğinden giderek uzaklaşmış bulunuyoruz.
Bu yanlışı, tüm alanlarda görmekteyiz.
Medyada, her olaya, gayri ciddi bir biçimde, tek yönlü bakma saçmalığı içinde, ortalığı karıştırarak, kutuplaşmayı körükleyen, sözde yorumculardan ve uzmanlardan geçilmiyor.
Bu konuyla ilgili olarak, son günlerde spor camiasında günlerdir manşetlerden inmeyen Galatasaray-Trabzonspor karşılaşması ile ilgili tartışmaları, gerçekçilikten uzak değerlendirmeleri gösterebiliriz. Medyanın önemli bir bölümü, Türk futbolunun tüm sorunlarının sorumlusu olarak, taraftarı olmayan, futbol hakemlerini gösterme ilkelliği içine girdi.
Medyada, “Köpeğin insanı ısırması değil, insanın köpeği ısırması haberdir” yaklaşımı gibi, bu olayda da, hakemin dört Trabzonluspor’lu futbolcuya haklı olarak gösterdiği kırmızı kartlar değil, kimsenin aklının ucundan bile geçmeyecek bir saçmalığa imza atıp, hakeme kırmızı kart gösteren Salih Dursun manşetlere taşındı. Bu saçmalık yüzünden dünyaya rezil olduğumuz halde, futboluyla değil, bu komik davranışıyla Salih Dursun kimilerince kahraman ilan edildi.
Karşılaşmanın hakemi Deniz Ateş Bitner’in günah keçisi haline getirilmesi ise, bambaşka bir rezaletti!
Herhangi bir olaya ve gelişmeye gerçekçi bir biçimde yaklaşabilmek için, öncelikle empati yapma becerisine sahip olmak gerekir.
Empati yapabilmek için de, karşı tarafı çok iyi tanımak ve o konuda bilgi sahibi olmak şart.
Hani denir ya.
Ağaçtan düşenin halini ağaçtan düşen anlar.
Futbolla ilgili her alanda yer aldım.
Futbol oynadım, hakemlik, antrenörlük, yöneticilik, hakem komitesi başkanlığı ve futbol ajanlığı yaptım.
Sanırım bu yazının bu bölümünü bizim Genel Yayın Müdürü Ferit Kesen gözden geçirirken, hinoğlu hinliğinden şimdi kıs kıs bıyık altından gülmeye başlamıştır!
Neden mi?
Kendisi espri ve mizah yapmayı çok sever de ondan!
Bir kere daha konuya yabancı olmadığımı size ve Ferit Kesen’e hatırlattıktan sonra, bu konuyla ilgili yorumlarımı daha da ciddiye alacağınızı umuyorum.
Karşılaşmayı baştan sona dikkatli bir biçimde izleyenlerdenim.
Hakemin kimi pozisyonları iyi süzemediğinden, yanlış yorumladığını söyleyebiliriz.
Nedeni konusunda, her kafadan bir ses çıkartıp, bir sürü komplo teorisi üretilebilir.
Üretildi de.
Öyle saçma sapan iddialar ortaya atıldı ki, insan şaşırıp kalıyor.
İddia oyunu ile ilgili spekülasyonlar, spor camiasıyla ilgili olarak, çetelerden, belli tezgahlardan ve de bir sürü rezil yakıştırmalarla, Türk futbolunun dibe vurduğundan söz edildi.
Türk futbolunun dibe doğru gittiği doğru olmasına doğru ama bu gidişin tek sorumluları hakemler mi?
Kesinlikle hayır.
Sorunun belirleyici unsurlarının başları kulüp başkanları, yöneticiler, spor yorumcuları, taraftarlar, teknik adamlar ve sporcularken, hakemler sadece soruna zaman zaman belli ölçüde etki yapabilmekteler.
Bu zincire, Futbol Federasyonunu ve Merkez Hakem Komitesi'ni de eklemek mümkün.
Bir hakem bir karşılaşmayı, her meslek sahibi gibi, en başarılı bir biçimde yönetmek ister.
Tabii ki bu istemekle olmaz.
Hakemin başarılı olabilmesi için, sürat intikalinin, zekasının, kondisyonunun üst düzeyde olması, pozisyonları çok iyi okuyabilmesi, beynelmilel oyun kurallarını çok iyi özümlemiş, futbolcu psikolojisini bilmesi, moral motivasyonu üst düzeyde ve çok soğuk kanlı, daha da önemlisi dürüst olması gerekir.
En iyi hakem en az hata yapan hakemdir.
Hatasız insan olmadığı gibi, hakemin hiç hata yapmaması mümkün değil.
Herkes hakeme yükleniyor.
Her hafta saatlerce tartışılan, her kararı didik, didik edilen bir hakemin bu denli rezil yaygın baskılar karşısında, rahat bir biçimde maç yönetebilmesi mümkün mü?
Her çaldığınız düdük, takımlardan birinin aleyhine olduğu için, futbolculardan itiraz, tribündeki taraftarlardan protestolar gelmeye başlıyor.
Her iki takımın aleyhine ve lehine düdük çaldığınız halde, bir tek düdüğe yani karara olumlu bir tepki almanız mümkün değil.
Zira her karar, bir takımın lehine olurken diğerinin aleyhine olmakta.
– DEVAM EDECEK -