DÜNYA görüşlerimiz tamamen farklı olmasına karşın, Namık Kemal Zeybek'in Türklük ve Müslümanlıkla ilgili görüşlerini okuyup bunları sosyal medyada paylaştığımda, kimi dostların ya da hiç tanımadığım kişilerin bu konularda...
DÜNYA
görüşlerimiz tamamen farklı olmasına karşın, Namık Kemal Zeybek’in Türklük ve Müslümanlıkla ilgili görüşlerini okuyup bunları sosyal medyada paylaştığımda, kimi dostların ya da hiç tanımadığım kişilerin bu konularda hiçbir fikirleri olmadığı halde, sayın Zeybek’e hakaret ettiklerini görünce, hayretler içinde kaldım.
Adam Türklük ve Müslümanlık konusunda bir görüş ortaya koyuyor. Bu görüşe katılıp katılmamak için, bu konularda bir bilgi sahibi olman gerekir.
En azından bilgin yoksa bile, hakaret etme yerine, bu konuyla ilgili bir araştırma zahmetinde bulunursun.
İşte bu tür beyinsizler yüzünden, yüzlerce, binlerce yıl önce, kurgulanarak ortaya konmuş saçma sapan efsaneler, hikayeler ve masallarla süslenmiş, bireysel ve toplumsal hafızanın tepkisinden korkulduğu içindir ki, kimi gerçekler ortaya konamıyor.
Tıpkı, kilisenin yüzyıllar boyu dünyayı dümdüz ve evrenin merkezinde göstermesine karşın bilim adamı Galileo Galilei’nin dünyanın yuvarlak olduğunu, hem kendi hem de güneşin etrafında döndüğünü söylemesi üzerine aforoz edilip idam etmeye kalkmalarındaki saçmalık gibi, bugün de, inançlar anlamında aynı saçmalıkların sergilenmekte olduğunu söylemek mümkün!
Bilimle din tarih boyunca çelişmiş.
Aslında bilim, Yaradan’ın evrende bizim çıplak gözle göremediğimiz gizemleri çözerek, onun ne denli ulaşılmaz ve de yüce olduğunu ortaya koyarken, dogmaya dayanan bir çok dinsel öğreti, insanları Yaradan’a yöneltme yerine, kimi uyanıklar, toplumları ve bireyleri Yaradan’dan uzaklaştırıp, güncel yaşamın ve de siyasetin bir parçası haline getiriyorlar.
Aklı başında herkesin, hangi dinsel yöneliş olursa olsun öncelikle, Yaradan’ın büyüklüğünü anlamaya çalışıp, onun herhangi bir dinsel öğretideki yaklaşımları isteyip istemeyeceğini, hatta bunları söyleyip söylemeyeceğini sorgulaması gerekir.
Dünyada sayısız din var.
Hepsi de, Yaradan’ın sözünden bahsediyor.
Hangisinin doğru olduğunu anlamak mümkün mü?
Öyleyse, Yaradan’ın söyleyebileceği ya da insanları yönlendirebileceği en güzel inancı bulmaya çalışmakta ya da direkt hiç aracıya baş vurmadan Yaradan’a yani iyi insan olmaya yönelmekte yarar var.
Son yıllarda televizyon kanallarında bilim adamından çok din adamlarının boy göstermeye başlaması anlamlı!
Din adamlarına sorulan sorularla verilen cevaplar karşısında inanın deli divane oluyorum.
Bir toplum ya da birey bu kadar mı saçmalar?
Hadi toplum ya da kimi bireyler saçmalıyor.
Sözde ilahiyatçı profesör unvanını kazanmış beyinlerin, sorulan sorulara verdikleri cevaplarla öbür dünya ile ilgili öngörü ya da kehanetlerine ne demeli?
Sol öğreti "Tarihin çarkları geri dönmez" der.
İran'da döndü.
Türkiye'de de dönmeye başladı!
Bir egemen güç, 10, 15, 20 yılda, tüm çarkları tersine çevirebiliyor!