Alanya’da yaz deyince akla deniz gelir, deniz deyince de tur tekneleri… Ancak 2025 sezonu, tur tekneleri için alışıldık yaz manzaralarından oldukça uzak. Normalde limanda birbiri ardına kalkış yapan tekneler bu yıl sessiz, deniz ise adeta mahzun. Çünkü tekneler yolcu değil, umut taşıyor bu sezon…

Alanya Yatçılar Kooperatifi Başkanı Süleyman Yücesan’ın açıklamalarına göre tekneler şu anda kapasitesinin yalnızca yüzde 25’i ile çalışıyor. Dile kolay; dört tekneden sadece biri dolu çıkıyor tura. Kalanlar ya boş dönüyor ya da mazot parasını bile çıkaramadan denizin ortasında kar zarar hesabı yapıyor.

Tekne sahiplerinden Uğur Arslan “Birçoğu zararına gidip geliyor” derken, bir başka tekne sahibi Ahmet Vural da durumu özetliyor: “Yaklaşık 20 büyük tur teknesinden sadece 4-5 tanesi tura çıkabiliyor.” Yani limanda sadece demir değil, çaresizlik de atılmış bekliyor.

Peki neden böyle oldu? Tur teknelerinin dolmaması, sadece ekonomik krizle ya da döviz kuru dalgalanmalarıyla mı açıklanabilir? Belki biraz da algı yönetiminde sınıfta kalmamızla… Artık turist, sadece güneş ve deniz peşinde değil. Daha farklı, daha özel deneyimler arıyor. Tekneler aynı rotayı, aynı müziği, aynı menüyü yıllardır tekrar ediyor. "Fiyatlar uygun, yemek de var" diyerek rekabet edemeyeceğimiz bir çağdayız artık. Turist Instagram’da paylaşacağı bir anı istiyor, kartpostallık kareler arıyor. Onu veremezsek, yüzde 25 dolulukla değil, yakında hiç çıkamayan teknelerle karşı karşıya kalırız.

Öte yandan olumlu sinyaller de var. Tekneciler “Avrupalı turist biraz daha fazla görünüyor” diyor. Demek ki hâlâ umut var. Belki de artık denizi pazarlamak yerine, denizin içindekini farklılaştırmanın vakti gelmiştir. Sıradan değil, sıra dışı turlar düşünmenin… Misafire sadece manzara değil, deneyim sunmanın…

Unutmayalım, Alanya sadece bir kıyı şehri değil, Akdeniz’in kalbi. Ama bu kalp atmazsa, liman da turizm de sessizliğe gömülür. Tekneciler ses veriyor, duyan olur mu?